Ak Partinin Olağanüstü Kongre kararı ve son gelişmeler üzerine çok şey söylendi…

Özellikle muhalefet cephesinden Erdoğanın tek adamlığa oynadığı, kendisinden başkasının ön planda görünmesine tahammül edemediği , bir bir yol arkadaşlarını tasfiye ettiği gibi yığınla laf söylendi ve sükunetle ve samimi bir şekilde bekleyenler dışında dost düşman pek çok kimseler de alkış tuttu tüm bunlara…

Aynı anlayış aslında bir sistem alternatifi olarak önerilen Başkanlık Sistemi üzerinden de aynı algıyı kullanıyor. Sanki yeni bir sistem arayışından çok, işini karını bırakmış koskoca iktidar partisi Tayyip Erdoğanın egolarını tatminle uğraşıyor gibi bir algı oluşturarak muhalefet yapılıyor . Oysa ki zaten halihazırda Cumhurbaşkanı olan ,devletin en tepe noktasına gelmiş birisi için hele hele lideri olduğu siyasi harekete bu kadar hakim olabilen birisi için bu söylemlerin aslında çok da hakkaniyetli olmadığı aşikar...

Ak Parti adına bu işte hayra yorumlanacak çok şey çıkarılabilir aslında. Bir sefer Başbakan Ahmet Davutoğlu nun bu hareketin içindeki herkes için çok önemli bir değer olduğunu kabul etmemiz lazım. Çok yoğun bir çalışma ve mükemmel bir performanstan sonra böyle bir pozisyonda da kendisine yakışan yüksek bir erdem ve vefa örneği sergileyecek bir tavır sergilemiştir. Bu harekete mensup kişiler, unutulmuş belki de tarih sayfalarında kalmış bu erdemli tavırlardan dolayı mensup oldukları siyasi hareketin sadece bir parti olmadığı mesajını iyi algılamalıdırlar. Evet, birileri mevcut siyasi partiler kategorisinde görebilir, hatta içindeki pek çok kişi de böyle algılayıp, bu beklentilerle içinde bulunuyor olabilirler. Ancak mesele parti olsa bu işler zor olur, kavgalar, dövüşler, sandalyeler, yumruklar, tekmeler yok burda...Ne partisi kardeşim... Esas mesele geçmişten geleceğe bir derdi ve bir mesajı olan ve bu günü de sahip olduğu milli ve manevi dinamiklerle şekillendirmeye çalışan bir siyasi hareket olabilmekte... Bu siyasi hareket içinde alışılagelmiş bazı hataların olması, böyle bir fikirsel yönü olduğu gerçeğini gölgelemez. Ak Parti, şu ana kadar elde ettiği siyasal ve seçim başarıları yanında en üst seviyede görev değişimlerini hep en olgun bir şekilde halletmiş bir siyasi harekettir.Elde edilen seçim başarıları, ülke idaresinde katedilen mesafeler, halkın beklentilerini okuma ve anlamadaki gayret ve reformist bakış açısı, bu haraketin lideri açısından tartışmasız bir lider kimliğini de beraberinde getiriyor. Tartışmasız lider kimliği ise birileri tarafından bu kitle aleyhinde sindirilmiş, düşüncesizleştirilmiş, tabiri caizse koyun sürüsü mantığıyla kullanılmak isteniyor. Ancak hareketle gönül bağı olan herkesin aslında bu olayın total mantıkta ve ülke menfaatinde birleşme olduğunu çok rahat bir şekilde algılaması lazım. Çünkü bu ülkede doğruları dile getirebilmek ve doğrunun söz sahibi olabilmesi çok kolay bir hadise değildir ve bu yürüyüşe taş koymak büyük bir vebal ister. Üst kadrolara baktığımız zaman sergilenen tavrı böyle algılamamak gerekir. Muhalefete baktığımız zaman, bu milletin değer ve doğruları ile evrensel değer ve doğruları buluşturabilecek bir çalışma ve kadro maalesef görülememektedir.

Her şeye rağmen Ak Parti bu ülkede ülke çoğunluğunun değer ve hassasiyetlerini göz önüne alan bir siyaset tarzını uzun yıllar iktidar yapmayı başarmış, detaylardaki görüş ayrılıklarına rağmen mevcut kadrolarının belki de kat kat fazlası suskun ve müspet kadroları da bünyesinde barındıran ve ülkedeki eski uygulamalardan içi yanmış pek çok kesimin de kendinden bir şeyler bulduğu sadece siyasi bir parti olmayan kökleri mazide , ufku atide olan bir siyasi harekettir.