Ülke siyasetinde beklentilere cevap verebilecek daha verimli bir siyaset için yeni seslere ihtiyaç olduğu kabul gören bir gerçek...
Türkiye, içerden ve dışardan kendi kendini yönetemesin diye çeşitli saldırılarla baskı altına alınmak istenen, sınır bütünlüğü tehdit edilen zorlu bir dönemi iktidar olarak Ak Parti, MHP desteğiyle yürütmeye çalışıyor. İktidar politikalarında etkisini ülke bütünlüğü için verdiği samimi destekten hissettiğimiz, siyasette farklı bir yaklaşım sergileyerek ülkesi için özverili bir siyaset izlediğini söyleyebileceğimiz MHP dışında; CHP'nin bir türlü kendi kendini yenileyememesi, siyaset üretememesi, Ak Parti'nin ilk günden bu yana siyasette pek çok şeyi değiştirmesine rağmen karşı karşıya kaldığı engeller ve 15 Temmuz darbe girişimiyle devlet ve millet olarak maruz kalınan saldırı sonucu uygulanmak zorunda kalınan güvenlik politikaları neticesi esas Ak Parti'nin siyaset aklına ters yapılan kısmi hukuk hataları ayrıca uzun yıllar iktidar olmanın verdiği merkezileşme sonucu teşkilatlar ve yerel yönetimlerde oluşan iktidar nimetlerinden faydalanmaya dayalı yozlaşma ve en son ekonomik sebepler, HDP'nin zamanla hiç değiştirmediği terör ve etnisite odaklı siyaseti, Saadet Partisi' nin yine değişmeyen yapısı gibi sebeplerle siyasette yeni bir sese ihtiyaç duyulduğu sesleri gittikçe dillendiriliyor. Muhalefette kendine ait bir şey bulamayan bir kısım seçmen iktidara da yanlışları bir türlü anlatamama serzenişinde...Yeni bir ses aradığını söyleyenler hiç te az değil. Beklenti bu yeni sesin doğruya doğru yanlışa da yanlış diyebilen bir ses olması yönünde. Önyargısız, gerçekçi, kişilerle değil fikirlerle uğraşan, inatla değil uyumla hareket eden, ben den öte bize yönelik düşünen, sen veya sizi en asgari, biz ve hepimizi en azami kullanan, çatışma değil anlaşma, hamaset değil realite gözeten, sesini değil sözünü yükselten bir bakış açısı aranıyor yeniden. Ben acizane böyle bir siyasetin mevcut siyasileri ve siyasetlerini de daha verimli kılabileciğine inanıyorum. Özellikle Ak Parti için ülkede böyle bir muhalefet varlığının atılan adımların daha doğru atılmasına yarayacağı ileriye dönük ise yeni sisteme göre ittifak arayışlarında daha yeni ve verimli çalışmalara vesile olabileceği fikrindeyim. Son günlerde takip ettiğimiz kadarıyla Fatih Erbakan'ın bir parti kurma çalışması olduğunu görüyoruz ki böyle düşününce eğer adımlar doğru atılırsa bu girişimin ülkemiz siyaseti adına bir kazanç olabileceğini düşünmemiz hiç te yanlış olmaz. Yapıcı, öneren, uyaran bir muhalefet belki de daha ileri bir adım olarak geniş kitlelerin aradığı bir siyaset haline de gelebilir. Türkiye siyaseti olarak kısır döngülere mahkum bir muhalefet ve böyle bir muhalefete karşı algılamaları beklentileri karşılamakta zorlanan bir iktidar siyasetinden daha iyiye tekamül etmenin zorluğu ancak siyaset sahnesinde bazı yenilenmelerle aşılabilir düşüncesindeyim.