İstanbul seçimlerinin yenilenmesini her kesim kendi cephesinden ele alıyor ancak bu olay demokrasilerde karşılaşmak istemesek te karşılaşabileceğimiz bir olay. Seçim yenilemeyi sistem zaafı, devlet zaafı diye vurgulamak doğru bir bakış açısı olmaz. Tam tersi sisteme güveni arttıracak şekilde şeffaf, adil ve güvenilir bir seçime vurgu yapmak lazım.
Demokrasi havarisi olduğunu savunan ülkeler demokratik kültürü iyi yönde diğer ülkelere iyi niyetle yaymak isteseler herhalde dünyada şu an yaşanan problemlerin pek çoğu yaşanmazdı. Demokrasi denilen şey gelişmekte olan ülkelerin yeraltı, yerüstü zenginliklerini, enerji kaynaklarını, maden ve petrol yataklarını sömürebilmenin bir aracı ve bahanesi olarak kullanılmış, stratejik coğrafi avantajları lehlerine kullandırabilmenin bir bahanesi haline gelmiştir. Mesela Irak'ı demokrasi götürme bahanesiyle işgal eden ABD, krallıkla yönetilen ancak idarecileri tarafından sürekli müttefik olarak güçlü destek aldığı Suudi Arabistan'da kralın kılıçları altında bizzat ABD Başkanı ve ailesi olarak dans gösterileri sergileyip, ziyafetlere katılmakta bir beis görmemişlerdir. Yani onlar için esas mesele yönetim değil itaat, demokrasi değil menfaat, insan değil kazançtır.
23 Haziran seçimine dünyadan verilen tepkileri bu nazardan uzak ele alırsak hata yapmış oluruz. İki adayla ve iki cephede girilecek seçimlerde iki tarafın dışardan gelen uyarıları aynı şekilde algılamadığı aşikârdır. Ben iki tarafında
" Not ediyoruz " diyen bir ülkeyi aynı şekilde anladığı ve bu ülkeye tepkisinin aynı olduğu bir seçimi tercih ederdim aslında ancak bir taraf bunu dediğimiz gibi algılarken maalesef diğer taraf halen bu nota destek olacak dipnotlar göndermekte, hadsizce not aldığını söyleyenlere destek olmaktadır.
Seçimin sanki emperyalizme karşı duruşu olanlarla hak, hukuk, adalet isteyenler arasında geçeceği gibi bir algı var ülkemizde. Şehrini yönetecek insanı seçecek vatandaşa sunulan bu tercih doğru bir tercih değildir. Böyle bir algının oluşturulmasında hak, hukuk, adalet kavramlarını vatandaşın vicdanında inciten uygulamalara karşı yapılan uyarıları dikkate almamış olmanın büyük etkisi var tabii. Bu da siyasi bir hata ve eksikliktir. Emperyalizme karşı gösterilen duyarlılığın bu konularda yeterince gösterilmemesi seçimde verilen desteklerin yönüne tesiri olmuş, seçim dengeleri etkilenmiş ve seçim başabaş kritik bir hale gelmiştir. Oysa bir sosyal devlet ve hukuk devleti olmanın gereği yapılan bazı uyarılar dikkate alınsa kanımca rahat alınabilecek seçimler riske edilmiş ve bu noktaya gelinmiştir. Yapılan büyük hizmetler ve projelerin yanında bu kavramları da daha güçlü hale getirmek aslında mümkündür.
Hak ve adalet adına haklı talepleri değerlendirecek yeni bir bakış, israf ve yolsuzluğu önleyecek tedbirler dengelerin değişmesine etki yapar inancındayım. 23 Hazıran'a 43 gün gibi kısa bir zaman var ve bu sürede bu meselelerin hallolması biraz zor olabilir ancak bu yönde atılacak adımlar ve ileriye dönük umut vaadeden uygulamalar 23 Haziran için zannedersem en doğru seçim çalışması olacaktır. Ülkemiz için hayırlısı olması dileği ile...