KİM ?
Mehmet Recep Uğur
Bu günlerde sıkça sorulan, soranın niyetine göre değişik beklentiler içeren bir soru var siyasi gündemde...Başbakan kim olacak? Soranın niyetine göre dedim ya! Mesela;
Akşama yine bunu mu yiyecez?
O da mı gol attı?
Bu da mı gol?
O da mı bu şarkıyı söylüyor?
Sende mi bu arabadan aldın?
Sende mi o okuldasın?
Gibi yarım ağız memnuniyetsizlik ve hoşnutsuzluk belirten yaklaşımlarla sorulabilme tarzı olduğu gibi bir de;
Bu da gol!
Bu şarkıyı sen daha güzel yorumladın!
Güzel araba almışsın!
Güzel bir okulda okuyorsun!
Yemek hazır mı?
Gibi memnuniyet belirten güzel temennilerle ifade edilme şekli var. Aslında bu ikinci ifade şeklinde arabadan, okuldan, golden ve yemekten daha çok bu olaydan alınacak haz ve lezzete vurgu yapılmaktadır. Yani ne yendiği çok önemli değildir yemekte, önemli olan birlikte yiyebilmenin ve lezzet alabilmenin hazzıdır.
Geçen gün sözde iktidara yakın bir kanal Kanal A’ da yüzde yüz siyaset programını izliyorum. Bir hanımefendi çıkmış Cumhurbaşkanımız Abdullah Gül ile ilgili olarak yine programa katılımcı olarak katılan Burhan Kuzu’nun karşısında Cumhurbaşkan’ımızın paralel yapı ile mücadeleye katılımı konusunda eleştiri yapmaya çalışırken Burhan Kuzu’ nun "Belki arka tarafında bilmediğiniz yapılanlar vardır" ifadesine rağmen "Ben ne yapiyim önünü arkasını" ifadesini kullanabilmektedir ve sayın Burhan Kuzu’ da belki o anlık dalgınlığından olabilir, bir şey dememiştir. Aynı hanımefendi seçilecek Başbakan için "Gelecek adam" veya "Seçilecek adam" ifadelerini defalarca kullanabilecek kadar rahat davranmıştır. Bir iki milletvekili de Abdullah Gül ile ilgili olarak hoşnutsuz beyanatlar vererek bu yolda sembol isim olmuş bu değerlere karşı bence sosyal medyada ve genel medyada bu hareketin anlamına ve ilkelerine yakışmayacak çıkışlar yapmışlardır. Bunları söylerken kimse eleştirilmesin manasında söylemiyorum ancak partililer tarafından bu tip meselelerin daha dar çerçevede ve medyatik olmadan konuşulması en doğrusudur. Herkes iyi biliyor ki bir sürü rakip, acaba nasıl bir açık yakalayabiliriz iştahı ile beklemektedir. Bu süreçler yaşanırken yeni Başbakan’ da zaten Ahmet Davutoğlu olarak kendi kendini belli etmiştir. Ve biz bu harekete gönül verenler olarak Ahmet Davutoğlu ile birlikte bu hareketin tüm değerleri ve sembol isimleri ile beraber yolumuzdan haz ve lezzet almak istiyoruz. Kimse bu lezzetimizi, hazzımızı bozmasın...
Yirmi beş yılı aşkın süredir takip ettiğim bu siyasi harekette, en başta komutan olmakla en arkada er olmak arasında bir fark olmadığını öğretti en başta hocamız Necmettin Erbakan bize. Aslında inancımızda bunu söylüyor, eğer niyet Allah rızası ise.... Niyetler kontrol edilmeli yeni baştan. Bu harekette kimin nerde olduğu çok önemli değil, önemli olan hareketin Hakk’a dayalı bir şekilde ve her gün bir adım daha önde olmasıdır. Ve bu hareketle bağlantılı olan herkes, en başta hocamız Necmettin Erbakan daha sonra da memlekete ve millete hizmet için ömürlerini harcamış hareketin lideri Recep Tayyip Erdoğan ile beraber Abdullah Gül ve Bülent Arınç için de gerekli özen ve hassasiyeti göstermelidir. Bütün bu söylediklerim benim hariçten hissiyatımdır. Ancak bu işten haz ve lezzet almak isteyenlerde bizimle aynı şeyleri söylüyorlar.
Bu hareketin içinde ve dışında kimsenin gücü yetmemelidir nifak tohumları ekmeye çünkü bu ülkede Hakk’ ı konuşabilmenin yolu gücü elinde tutabilmekten geçiyor. Hakk’ ı konuşabilmenin de ne kadar zor olduğunu son seçimler yeniden gösterdi bize; herkes her koldan birleşti, en karşıt uçlar biraraya geldi Hakk sussun diye. Allah muhafaza biraz gevşeklik gösterirseniz gücünüzü kaybedersiniz ve işin daha kötüsü niyet olarak da rıza-i ilahiden uzaklaşırsınız.
Yorumlar