AKP Hükümetinin İmralı'daki teröristbaşı ile yaptığı uzun görüşmelerin basına ve kamuoyuna sızmasıyla aleni bir şekilde yürütülmeye başlanan sözde barış süreci hakkındaki gerçekleri ve oynanan oyunu Türk milletine anlatmak amacıyla, Milliyetçi Hareket Partisi 'Milli Değerleri Koru ve Yaşat' adı altında ülkemizin farklı noktalarında 9 ayrı miting yapma kararı almıştı.

Bu mitinglerden ilki, 23 Mart 2013 tarihinde Bursa'da düzenlendi. 'Kuruluş' adıyla düzenlenen Bursa mitinginin yapıldığı gün deniz otobüsü, feribot ve vapur seferlerinin iptal edilmesine rağmen 100 bin civarında katılım olmuştu.

20 Nisan 2013 tarihinde İzmir'de düzenlenen 'Bayrak' mitingine ise 1 milyonun üzerinde katılım oldu. Neredeyse ege bölgesinin her ilinden, ilçesinden, köyünden insanlar ay-yıldızlı Türk bayrağını alarak Alsancak Meydanına koşmuşlardı. Meydanda Hükümete karşı öfke, terör örgütüne karşı kin ve nefret, Milliyetçi Hareket Partisine ise sevgi seli vardı.

Alsancak Meydanını ve çevresindeki caddeleri, sokakları, parkları dolduran bayrak, millet ve vatan sevdalısı Türk Milliyetçileri, böyle bir organizasyona öncülük ettiği için Milliyetçi Hareketin Bilge Lideri Dr.Devlet BAHÇELİ'ye teşekkürlerini sunuyorlardı.

Milliyetçi Hareket Partisinin önümüzdeki aylarda 7 büyük bölge mitingi daha olacak, bu mitinglerde vatandaşın teveccühü arttıkça hükümetin saldırıları da paralel olarak artacaktır.

İlk mitingten beri MHP'ye saldırmayı birinci vazife sayan AKP Hükümeti, karşısında bir siyasi partinin güçlenmesini bir türlü içine sindiremiyor. Hele hele bu parti, 'önce ülkem ve milletim, sonra partim' diyen ve 'bu ülkeyi karşılıksız sevenlerin partisi' MHP ise bu büyümeyi hem hazmetmek hem de yüce divana gitme riskini göze almak AKP için kolay değil… Çünkü Dr.Devlet BAHÇELİ 30 Nisan 2013 tarihli TBMM Grup Toplantısında yaptığı konuşmada Başbakan ve yandaşlarından yaptıklarının hesabını sormak için yüce divanda yargılanmasını sağlayacaklarını söylüyordu.

Dürüstlük konusunda kendinden emin olmayan herkes MHP'den korkmalıdır. Bu milletin doğal kaynaklarını, bankalarını, akarsu yataklarını, limanlarını, enerji kaynaklarını yabancılara satan, İslam coğrafyasını hallaç pamuğu gibi atan ve sınırlarını değiştirecek olan Büyük Ortadoğu Projesine eşbaşkanlık yapan, Milyonlarca Müslümanın katledilmesine, Müslüman kızların, kadınların tecavüze uğramasına sebep olanlar, terör örgütü PKK ile işbirliği yapanlar, PKK'ya af çıkaranlar, eşcinsellere dernek kurma izni verenler, zinayı suç kapsamından çıkaranlar, domuzu ve atı kasaplık hayvan sınıfına dahil edenler ve en sonunda ülkeyi eyaletlere bölmeye kalkanlar büyük ve güçlü MHP seddine çarparak sersemleyecek ardından da gözlerini yüce divanda açacaklardır.

İşte bütün bunlardan korktukları için şimdi bütün kuvvetleri ile MHP'ye saldırmaya başladılar. Bu saldırılar artarak devam edecektir. Her ilde MHP'nin önde gelen isimleri yakın takibe alınacak, açık vermeleri beklenecek, bilgisayarlarına virüsler gönderilecek, cep telefonları dinlemeye alınacak, menşei herkesçe malum kadınlar piyasa sürülecek kameralar çalışacak yönetmenler, montajcılar mesai yapacak belki birkaç ülkücü içeri bile alınacak ama olsun…

Bunların hiçbiri ülkücüleri durdurmaya yetmeyecektir. Ülkücüler Türk milletinin milli refleksi olarak ayağa kalktılar ve işler düzene girmedikçe de oturmayacaklardır.