Efendim bildiğiniz gibi, altı günden beri gözaltı, savcılık, mahkeme, tutuklama, protesto eylemleri vs. kelimelerden oluşan cümlelerin geçtiği haber bültenlerini izliyoruz, okuyoruz.
CHP’li İstanbul Büyükşehir Belediyesi ile yine CHP’li bazı ilçe belediyelerine terör ve yolsuzluk konularında operasyon düzenlendi. Tutuklananlar oldu, şartlı salıverilenler oldu, firar edenler oldu, soruşturma ve yargılama süreci devam ediyor. Sonuç ne olur bilemiyoruz.
Terör örgütlerine destek vermek, rüşvet almak, yolsuzluk yapmak gibi son derece ağır suçlamalar var. Tabi ki bu fiilleri işledikleri ispat edilirse en ağır cezayı alsınlar. Zerre kadar acımam!
Bu yazıyı hazırlarken ajanslara düşen bir haber dikkatimi çekti, CHP’li Ankara Büyükşehir Belediyesinde de incelemeler başlamış, ben AKP, CHP, MHP, DEM veya diğer partilerin hangisinden olursa olsun bu denetimlerin bütün belediyelere yapılmasını destekliyorum.
Her belediye incelensin, belediyelerin sadece bugünü değil, geçmiş dönemleri de incelensin, her kim haksız yere bu milletin bir lirasını almışsa burnundan fitil fitil getirilsin.
Yaklaşık bin yüz belediye başkanı mensup olduğu partiye bakılmaksızın incelensin, verilen görevi suiistimal eden farklı partilerdeki bütün çürük elmalar ayrılsın, herhalde hiçbir parti buna itiraz etmez. Hatta her parti bu temizliğe memnun olur kanaatindeyim.
Belediye başkanları gözaltına alınan CHP’nin genel başkanı taraftarlarını İstanbul Büyükşehir Belediyesi önüne davet etti ama bu davet İstanbul ile sınırlı kalmadı, eylemler neredeyse bütün şehirlere sıçradı. Beş günden beri birçok şehirde protesto eylemleri yapılıyor.
Adı geçen parti bu konuda yanlış yapmıştır. Yapılan eylemlerde 123 polis yaralanmış ve 1133 kişi gözaltına alınmıştır. Bu milletin evlatlarını polis ve gösterici olarak karşı karşıya getirmek doğru değildir.
Ortada bir hukuksuzluk, haksızlık olduğunu düşünüyorsanız gençleri sokağa göndereceğinize siz konforunuzdan vazgeçin de sine-i millete dönün!
Bir diğer konu da, yeni başlatılan çözüm sürecinden aldıkları gaz ile baharın gelişini bahane ederek yapılan bölücü, yıkıcı eylemler…
Terör örgütü pkk ile bağlantısı yargı kararlarıyla kesinleşmiş olan malum partinin elinde olan belediyelerin desteğiyle düzenlenen eylemler maksadını aşarak, terör örgütü gösterisine dönüşmüştür.
Aynı gün Suriye, Irak, İran ve Türkiye’de meydanlara çıkan örgüt mensuplarının ellerinde taşıdıkları örgüt çaputlarının hepsi aynı ebattaydı. Belli ki, tek bir merkezden bastırılarak dağıtılmıştı. İşte bu baskı merkezi bulunarak basılmalı, dört ülkeye uzanan bu hain el kökünden kırılmalıdır.
Ayrıca yine baharın gelişini bahane edilerek birçok şehrimizde, bebek katili teröristbaşının büyük boy posterleri açıldı. O kanlı katilin mesajları okundu. Bölücü sloganlar atıldı.
Bütün bu eylemlere katılanları mutlaka emniyet filme almıştır. Elinde pkk çaputu bulunan, eli kanlı terörist başının resmini taşıyan o terörist güruhun içinde gerek belediyede, gerekse diğer resmi kurumlarda çalışan kaç kişi varsa tek tek tespit edilerek önce ihraç edilmeli sonra da terör örgütü üyesi olmak suçundan yargılanarak en ağır şekilde cezalandırılmalıdır.
Türk ülkesinde yaşayıp, Türk devletinden maaş alıp, Türk’e kafa tutanlar artık devletin tokatını yemelidir. Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün dediği gibi; söz konusu vatan ise gerisi teferruattır.