Teşkilatlar hizmet amaçlı yapılan dernek, vakıf, düşünce kuruluşları, sivil toplum örgütleri, siyasi partiler gibi organizasyonların temsil yüzleri, tabiri caizse ete kemiğe büründükleri, can buldukları yerlerdir.
Her fikir; örgüt teşkilatlarının doğru işleri, doğru adımları, temsilde gösterdikleri özen, nezaket ve zarafetleri ile yücelir, doğru yerlere gelir veya tam tersi hareket etmeleri durumunda daha kötü ve istenmeyen vaziyetlere de düşebilir. Hareketin işleyişindeki temel etkenlere ve dinamiklere bağlı
olarak bu olumlu veya olumsuz hareketlerin etkileri hareketin başarı grafiğinde bazen kuvvetli bazen hafif olarak hissedilebilir. Ancak temel bir kaide olarak her hareketin kişi ve eylem bazlı olarak kendi söylemlerine, hamuruna uygun kişi ve eylemlerle temsil edilmesi başarı için kaçınılmaz bir şarttır.
Yani bir hareketi temsil eden insanlar o hareketin ruhuna sahip olmalı, o ruhu taşımalı yapılan eylemler, ifade edilen söylemler hareketin ruhuna ters düşmemelidir.
Ak Parti için bunu ele alırsak siyasi alandaki tüm boşlukları iyi tespit etmiş, ülkesinin ihtiyaçlarını iyi bilen, attığı demokratik adımlarla toplumun tüm sosyal grupları tüm sosyal kesimlerine ifade alanları açmaya çalışan, barış ve kardeşlik projesi ile ülkenin kanayan ve kanadıkça ülke ve toplum düşmanları tarafından kaşınan en büyük yarasına el atan ve bu kadar doğruları bir araya toplayabilen bir siyasi hareket olarak ülkenin birikimi olan çok önemli kişileri ve kadroları bünyesine almayı başarmış ve bu kadar doğrunun üstünde doğru bir A takımı ve doğru bir liderle temsil ettikleri inanç değerleri üzerinden İslam dünyasının konuşan vicdanı olmayı başarmıştır. Böyle başarılı bir siyasi hareket olarak tüm mazlumların tüm inanların hak ve adelet arayanların umudu olmuş sade ülkesinde değil Somali’den Myanmar’a Filistin’den Mısır’a tüm kanayan vicdanların sesi olmuştur. Ülke iç siyasetinde de muhalifler tarafından eleştirilen bu bakış dünya üzerinde haksızlıklara karşı hak ve doğruları savunan ve geniş halk kitleleri tarafından da kabul gören bir bakış olarak bizim kaynağını manevi dinamiklerimizden aldığımız tüm dünya insanlığının ihtiyacı olan sevgi,hak,adelet,şefkat mesajımızın karşı koyulamaz gücü ve kabulüdür aslında...
Ak Parti kadrolarına düşen böyle bir hareketi daha güzelleştirmek, daha iyi temsil edebilmek için çalışmaktır. Teşkilatları menfaat odaklı, kendi hesapları peşinde koşan nezaketten uzak bu ruhu anlayamamış insanlardan uzak tutmalıdırlar. Maalesef gücünden dolayı bu olumsuz insanların da çekim merkezi konumuna gelmiş oldukları da bir gerçektir. Seçimleri teşkilatların sahip oldukları binalar, taş ve duvarlar kazanmaz; hareketin ruhuna sahip ekiplere ihtiyaç vardır. Teşkilatçılık ta sadece tıraşlı yüzler, takım elbise, kravat ve fotoğraf kareleri değildir. Lider'in toplum tabanındaki sevgisine dayalı seçim kazanma anlayışına katkı sunulmalı, bu sevgi ve ilginin alt ekipleri olarak buna layık olmaya çalışılmalıdır yoksa toplumdaki bu sevgiyi kendisine sermaye yapan fakat hareketin ruhuna ters nezaketsiz davranışlar ve tercihler bu harekete zarar verebilir.