Suriyede iç savaştan kaçarak Türkiyeye sığınanların sayısının 1 milyon 858 bin olduğu Birleşmiş Milletler tahminlerine göre bu yılsonuna kadar Türkiyede göçmen sayısının 250 bin artarak 2 milyonu geçeği belirtiliyor.

Başbakanlık Afet ve Acil Durum Başkanlığının (AFAD) son verilerine göre, 229 bini çadır kent ve barınma merkezlerinde olmak üzere Türkiyede 1 milyon 858 bin Suriyelinin yaşadığı resmen kayıt altına alındı.

Ocak ayı itibarıyla çadır kent ve barınma merkezlerinde toplam 229 bin Suriyeli bulunuyor. Suriyelilerin en çok yaşadığı barınma merkezi ise Şanlıurfada bulunuyor. Şanlıurfanın dört ayrı ilçesinde kurulan 13 bin 871 çadır ile iki bin konteynerde yaklaşık 80 bin Suriyeli yaşıyor.

Şanlıurfada ise resmi ve gayri resmi olarak 500 binin üzerinde bazılarına göre 650 bin Suriyeli göçmen olduğu belirtiliyor.

Türkiyedeki Suriyeliler kitabın yazarı Hacetepe Üniversitesinden M.Murat Erdoğanın CNN Türkdeki proğramını izleme imkanı buldum.Gerçekten iyi bir çalışma olduğunu gerçekleri yansıttığını belirtmek isterim.

Ülkelerinin dışına göçen 3.3 milyon Suriyelinin yüzde 42’sini oluşturduğu belirtiliyor. Bu sayı, nüfusa oranlandığında, Türkiye nüfusunun yüzde 2,22’si kadar Suriyeli mültecinin ülkede bulunduğu anlamına geliyor.

Türkiye’deki Suriyelilerin 221 bin 447’si barınma merkezi adı verilen kamplarda kalıyor. Türkiye’de "72 ilde Suriyeliler bulunuyor".

Türkiye’deki Suriyelilere ilişkin büyük bir sorun da bu insanların yasal statüsüne ilişkin. Türkiye’nin, "hiçbir mülteciye Türk uyruklu kimselerin haklarından fazlasını sağlamayacağı" ve "sadece Avrupa Konseyi üyesi ülkelerden gelenlere mülteci statüsü tanıyacağı" yönünde çekince koyduğu Mültecilerin Hukuki Durumuna İlişkin 1951 tarihli Cenevre Sözleşmesi’nden bugüne yasal gelişmeler de araştırmada anlatılıyor. Durum ise şu: Suriyeliler hukuki olarak mülteci statüsünde değil, sadece "geçici koruma altındaki kişiler". Yasal statüye ilişkin bu durumun, yetkililerin açıklamalarına da yansıdığı ve Suriyelilerin, "misafir" olarak anıldığı işaret ediliyor. İşte sorunun bir yönü de burada başlıyor. Çünkü araştırmanın öngörüsüne göre bu insanların en az 1 milyonu ülkelerine geri dönmeyecek ve burada kalacağı belirtiliyor.

Suriyeli sığınmacıların kalıcı olduğu sıklıkla hatırlatılan araştırmada, çocukların ve gençlerin eğitim ihtiyaçları konusunda ciddi planlamalar yapılması gerektiğine ve Türkçe öğrenmelerinin ciddiyetle ele alınmasına dikkat çekiliyor ve okullaşma oranının kamplarda bile düşük olduğu ifade ediliyor. Araştırmada daha sonradan yapılacak olan çalışmalarına ilişkin bir düzenlemenin gerekliliği de belirtiliyor ve "Çalışmayınca ’asalak yük’ olarak görülen, çalışınca da ’işimizi elimizden alıyorlar’ diye endişe edilen Suriyelilerin bir biçimde üretimde yer almaları gerekmektedir" deniliyor.

Amerika, Avrupa birliği, ve bir çok devlet Suriyenin ırak gibi üçe bölünmesini ve israilin karşısında tehdit olmayan bir yapıya kavuşmasını arzu ediyorlar ve durum da bunu gösteriyor. Suriyede demografik yapıyı da iç savaş sayesinde değiştirdiler. 3 milyon Türkmenin olduğu Suriyede Türkmenlerin kontrolünde bir bölge kalmadı. Aynel arap bölgesi tamamen Kürtleştirildi. Bu bölgede Türkmen ve Arap kalmadı. Batlılıların kurdurduğu işit örgütü verilen görevleri yapıyor ve yanlışlık yapıp aynelarapa girirse üzerlerine bomba yağıyor. Türkmen bölgelerine girirse ABD üzerlerine gıda maddeleri, ve Silah atıyor. Türkmen kardeşlerimizin toprakları ellerinden gidiyor ve hayatlarının kaybediyorlar. Türkiye çabalıyorsa da sonuçta alanda hakim olan büyük güçler istediklerini yapıyorlar. Sonuçta Suriye savaşı sonucu bugüne kadar Türkiye; 2 milyon mülteciye yaklaşık 5 milyar doların üzerinde öz kaynaklarından para harcadı. Suriye Türkmen kardeşlerimizin yüzyıllardır yaşadıkları vatanlarından olmalarına şahitlik ediyoruz. ABD ve AB Dost ve müttefik ülke imiş. Adı güzel ama gerçekte böyle bir şey yok.