Türkiye iki aydır bir tartışmanın,itişip kalkışmanın içinde boğuşup gidiyor.Ülke gündemi biri sosyo-kültürel olarak kendini tanımlayan biri de siyasal alanda kendini kabul ettirmiş iki grubun tartışmasıyla meşgul ve aslında çözüm her iki grubun da kendi kendilerine eleştirel gözle bakıp eksiklerini gidermeye çalışmalarında yatıyor bence...Kavganın bir ayıranı gibi davranıp ’’ Sizi gidiler her ikiniz de kabahatlisiniz.’’ deme gibi bir niyetim yok;çünkü uygulamalarda hataları olsa bile siyasal alandaki grubun haklı olduğuna inanıyorum ve cemaatin sorunlarının ise çok daha yapısal yani organik olduğunu düşünüyorum...
Ak Parti kuruluş mantığı ve kadrolarını milli görüş kökeninden alan ancak bu kökenine rağmen din istismarı veya ayrımcılık sayılabilecek dini söylemler içermeyen; tüzüğü ile dini alandaki söylemlerini ve kazanımlarını milli duruş,erdemli ve ahlaklı insan anlayışı ve temel insan haklarına bağlayan bunun içinde uluslararası insan hakları normlarını,AB normlarını hatta bazen onların da üstünde normları ölçü alan yapısı ile siyasal alanda çok etkili bir konumda olmayı başarmıştır.Ülke genelinde büyük hizmetlere imza atmış en önemlisi ülkenin derin yapısı ile oynamayı başarmış ülkede şu ana kadar yok sayılan pek çok kesime artık bizde ülke yönetiminde varız hissiyatını verdirmiştir.Bu yapısı ile bir siyasi parti olarak girdiği seçimleri kazansa da kaybetse de siyasetin içindedir yani bu işin emekçisi, amelesidir ve girdiği tüm seçimleri de başarı ile kazanmıştır.Muhalefet partilerinin de kendilerini bu yeni Türkiye siyaseti normlarına uyduramamış olmalarından dolayı Ak Parti şu an kendi alanında halen rakipsizdir. Parti için gelinen bu noktada daha temiz insanlarla hareket edilmesi,daha eleştiriye açık olunması,daha uzlaşmacı bir dil kullanılması hususunda önerilerimiz olabilir.
Cemaat ise tabanda dini bir hareket olduğunu söyleyen tavanda ise kendini sosyo-kültürel olarak tanımlayan ,kendi hareketlerinin büyümesini esas gaye edinmiş bir hareket olarak karşımıza çıkıyor.Hareketin sürekli büyüme ve gelişme arzusu sürekli kazananın yanında olma isteğini geliştiriyor.Bu da onlar için siyasal anlamda bir devrin değil her devrin adamı olma çelişkilerini oluşturuyor. Tabanda dini söylemlerle yapılan faaliyetler,toplanan yardımlar,hayırlar siyasal duruş olarak farklı zamanlarda farklı grupların yanında olabilme hali ile de bir çelişki oluşturuyor.Ak Parti ile arası açılan ve siyaset yapmadığını söyleyen cemaat önümüzdeki seçimlerin kazananının Ak Parti olacağı gerçeği ile de mücadele etme gayretine girebiliyor ve yine kendi tabanının kimyasına ters Ak Parti’nin rakipleri ile de değişik bağlantılara girerek bu çelişkilerine bir çelişki daha ekleyebiliyor.Ayrıca sürekli büyüme isteği,kadrolaşma iddiaları ıle bugünkü siyasi anlayışla çatışmasa dahi toplumda ötekileştirme,ayrımcılık oluşturan bu yapısı ile hem toplum hayatını hem de ferdi olarak (yapmacık katılımlardan dolayı) ibadet hayatını dejenere edebilme riskine sahip. Bu çelişkilerle beraber eğitim kurumları,okullarının başarıları, iş çevrelerindeki yapılanmalarının potansiyeli ile de ülke için bir kazanım konumunda olduklarını kabul etmemiz gerekiyor.Hem farklı zamanlarda farklı siyasi yapılara desteklerini ’’Biz doğruyu kim yaparsa ondan yanayız...’’diye açıklasalar da gerçeğin kendi taleplerine cevap verebilecek her kapıyı açık tutmalarından kaynaklandığını yani herkesle ayrı bir yakınlık içinde olma gayretinin bir sonucu olduğunu artık herkes biliyor.Aslında benim ümidim bir hareket olarak bu çelişkilerin giderilebilmesi için gayret edilmesidir yani bizim görebildiklerimizi hareketin içindekilerinin görmemesi mümkün değildir ve vicdanen onlarında rahatsızlık duyacağı kanaatindeyim; yoksa medyatik dille cemaat bu işleri yapan tek cemaat değildir kendileri gibi başka cemaatlerde bu tip faaliyetleri başarı ile yapmaktadır ve bu çelişkiler giderilmediği müddetçe milletin ilgi ve teveccühünü kaybetme gerçeği ile karşı karşıya kalacaklardır.Hem meseleye şöyle bakarsak bu hükümet üç ay önce de aynı hükümet değilmiydi? Hükümet yetkililerine her fırsatta methiyeler düzen, çarşaf çarşaf ilanlar veren de cemaatti...Bence cemaat kendi kendine eleştirel gözle bakabilmeli,her şeyim doğru diye düşünmemeli,toplum vicdanını rahatsız edecek şeylerden uzak durmalı, birbiri ile bütünlük arzeden yapısını parçalara ayırabilmeli ve çelişkilerinden kurtulabilmek için çalışmalıdır.Ak Parti de temiz toplum konusunda daha hassas olabilmelidir.

İşin gerçeği Türkiye her değerini çok iyi kullanmalı hiç bir değerini böyle heba etmemelidir.Belki hayali bir şey söyleyeceğim ama herkes elindeki en iyi argümanları tüm insanımız için kullansa ve kim neyi iyi yapabiliyorsa o yönde teşvik edilse ve tüm imkanlar tüm insanlarımız için birleştirilebilse.Hani şairin dediği gibi;

Memleket isterim

Gök mavi, dal yeşil, tarla sarı olsun;

Kuşların çiçeklerin diyarı olsun.

***

Memleket isterim

Ne başta dert, ne gönülde hasret olsun;

Kardeş kavgasına bir nihayet olsun.

***

Memleket isterim

Ne zengin fakir, ne sen ben farkı olsun;

Kış günü herkesin evi barkı olsun.

***

Memleket isterim

Yaşamak, sevmek gibi gönülden olsun;

Olursa bir şikayet ölümden olsun.