BAYRAM VE İZZET
Mehmet Recep Uğur
Bir aylık manevi ibadet havası, bir arınma, durulma, nefis mücadelesinden sonra bayrama girmek üzereyiz. Tarih olarak bu süreç tamamlanacak ve müslümanların yüzyıllardır yaptığı gibi bu manevi iklim coşkulu bir paylaşma, buluşma, birlik ve beraberlik anlamı taşıyan yeni bir manevi iklime yani bayrama dönüşecek. Ama bir şeyler eksik...
Evet tarih ve saat itibarı ile zaman tünelinden kaçılamadığı için veya atlama yapılamadığı için bayram sürecine gireceğiz muhakkak. Fakat konjonktürel olarak müslümanların kelime manasının da en çok çağrıştırdığı gibi coşkulu bir bayram yapması mümkün görünmüyor. Müslümanın izzeti ile, şerefi ile bu kadar oynandığı şu günlerde bayram bize buruk, ezik, ağlamaklı geliyor. Nasıl yiyip içeriz, nasıl gülüp konuşuruz diye düşünüyor insan ve hayır yapamam diyor. Bu sefer bayram hüzünlü, buruk, iç sızılı...Daha çok tefekküre, hal-i pür melalimizi istişare etmeye, eksikleri ve yanlışları daha fazla konuşmaya müsait.
Tahran’ı, İstanbul’u, Bağdat’ı, Musul’u, Kudüs’ü, Mısır’ı, Gazze’yi, Libya’yı, Doğu Türkistan’ı, Şam’ı, Halep’i, Myanmar’ı düşünmeden ve bunların pek çoğundaki kardeşlerimizin maruz kaldığı şartları aklımıza getirmeden bayram yapmamız mümkün görünmüyor. Bunların pek çoğunda müslümanlar ezik, mahkum, sindirilmiş durumdalar hele hele Gazze’de tam bir vahşet ve soykırım yaşanıyor. Tüm Filistin’in intifadaya hazırlandığı şu sıralarda İsrail; tüm müslümanların izzeti şerefiyle oynuyor... Çoğu sivil ,yaklaşık yüzde ellisi çocuk ve kadın olmak üzere 835 civarında Filistinli’yi katletmiş, 30.000 ton civarında bomba atarak acımasız bir can pazarı yaşatıyor... Bizler de elimiz kolumuz bağlı seyretmek durumunda bırakılıyoruz...Bayram bizim neyimize?
Artık inanmıyorum modern dünya yalanlarına; bence tam modern görünümlü bir ortaçağ cehaleti , modern görünümlü ilkel çağlardan kalma bir vahşet yaşanıyor. Gerçekten öyle; modern silahların ve teknolojini kullanılması, modern iletişim araçlarıyla, televizyonlar aracılığı ile, canlı yayınlarla bu yaşananların verilmesi bu vahşetin ilkelliğini gölgelememeli. Kullanılan teknolojinin yüksekliği kadar, yaşananların insani değerler açısından ilkellik ve vehamet yönüyle ortaçağ karanlıklarını aratacak bir ilkellik ve vehamet düzeyi taşıdığını hissedebilmemiz gerekiyor. Atılan tonlarca bombanın gürültüsüne bile dayanamayacak kadar küçük, masum, çaresiz yürekler karşısında güçlüye,haksıza, zalime destek veren duyarsız açıklamalar insanlık değerlerimizi çürütüyor. Hal böyle iken insan düşünmeden edemiyor, bayram bizim neyimize?
Herkese bol tefekkürlü, iç sızılı, düşünceli ve ağlamaklı bayramlar dilerim...
Yorumlar