“Her cepheden Ülkü Ocaklarına saldırın!”
Böyle bir talimat mı verildi?
Sanırım verildi ki;
Ülkü Ocakları eski Genel Başkanı ve Hacettepe Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Sinan ATEŞ’in 30 Aralık 2022 tarihinde Ankara’da katledilmesini fırsat bilen birçok televizyon kanalı, gazete, internet haber sitesi ve çeşitli dijital yayın siteleri bu olayı merkeze koyarak ülkücülere ve Ülkü Ocaklarına sistemli bir biçimde saldırıya geçmiştir.
Tabi ki, sağduyu ve vicdan sahibi her Türk evladı gibi biz ülkücüler de, Sinan ATEŞ cinayetinin bir an önce aydınlatılmasını, katillerin, azmettiricilerin ve bu cinayet şebekesiyle teması olan herkesin en ağır şekilde cezalandırılmasını istiyoruz.
O iki yetim kız çocuğunun feryatlarına kayıtsız kalmak mümkün değildir.
O gazi babanın yüzündeki ifadeye bakıp da duygulanmamak mümkün değildir.
Ülkemizde adalete olan güvenin devamı için bu cinayetin hiçbir karanlık nokta kalmayacak şekilde ve ivedilikle çözülmesi şarttır.
Ama özellikle internet üzerinden yayın yapan video kanalları ve televizyonlar neredeyse bütün işi gücü bırakmış bu konuya odaklanmışlar.
Bugün rastladığım bir videoda, Türkmenlerin yanında savaşmak için Suriye’ye giden ülkücülerin birkaç yıl sonra profesyonel savaşçı olarak geri döndükleri ve sonrasında başka suçlara bulaştıkları anlatılıyordu. Ama isim verilmiyor, suçun ne olduğu söylenmiyor, suçun nerede işlendiği anlatılmıyordu.
Çünkü ortada suç yok, suçlu yok, olay yoktu…
Anlatılanların hepsi kendi kafalarında kurgulayarak Ülkü Ocaklarını karalamaya yönelik iğrenç senaryolardı.
Bugün sadece Suriye’ye değil, soydaşlarımızın esaret altında bulunduğu her yerde Türkiye’den giden gençler vardır. Bu gençler hiçbir kişi veya kurumdan emir almadan, o beldelerde kendilerine ihtiyaç olduğunu hissederek, damarlarındaki asil kandan aldıkları güçle harekete geçmişlerdir… Allah yar ve yardımcıları olsun.
Fakat sözde medyamızın bugün yaptığı çok farklıdır. Sinan ATEŞ cinayeti sonrasında silahlı savaşçı gruplarla, adi, korkak ve karanlık mafya örgütleriyle, sözde derin yapılarla birlikte adını andıkları Ülkü Ocaklarını yıpratmaya belki de kapattırmaya çalışmaktadırlar.
İşte tam bu noktada bütün ülkücülerin çok dikkatli olması gerekmektedir. Canlarının yanmasından dolayı, adalet ararken -bilmeden- şer odaklarının değirmenine su taşımamalıdır.
Alparslan Türkeş’in talimatı ve Dündar Taşer’in gayretleriyle 18 Mart 1966’da önce Ankara Üniversitesinde kurulan ardından bütün il, ilçe ve beldelerde teşkilat binaları açan Ülkü Ocakları 57 yıllık tarihinde birçok eylem yapmıştır.
Bine yakın şubesiyle Türk gençliğini her alanda tam donanımlı olarak hayata hazırlama misyonuna sahip olan Ülkü Ocakları;
Bilgi yarışmaları, proje araştırma sonuç raporları, yayınladığı yüzlerce kitap, akademik seviyede ve dört dilde yayınlanan iki adet aylık dergi, çocuklar için ocaktabul kutu oyunu, teknoloji ve ekran bağımlılığıyla mücadele projesi, saksıda tarım ürünleri yetiştirme projesi olan permakültür, üniversite tercih robotu, hızlı okuma ve anlama tekniği olan Odak-2023, LGS deneme sınavları, çeşitli illerde ağaçlandırma projeleri, sürekli devam eden sportif çalışmalar ve maçlar, Kahramanlık türküleri ve marşlar müzik albümü, ozanlık geleneğini yaşatmak üzere düzenlenen konserler, tiyatro gruplarına oyunlarını sahnelemeleri için rehberlik etmesi, tarihi, ekonomik, kültürel, sağlık, milli güvenlik ve daha birçok konuda seminer, konferans ve paneller düzenlemesi, ihtiyaç sahibi ailelere yılın belli dönemlerinde gıda yardım kolisi ikram edilmesi, uyuşturucu ve madde bağımlılığına karşı verdiği mücadele, yoğun katılımlı kan bağış kampanyaları ve daha birçok eylemi aynı anda başarıyla sergileyen kurumun adıdır Ülkü Ocakları…
Dijital çağın çeşitli tehditleriyle karşı karşıya olan Türk gençliğinin sığınacağı tek kurum Ülkü Ocaklarıdır.
Türk gençliğini terör örgütlerinden, mafya yapılarından, akran zorbalığından, uyuşturucu çetelerinden, din tacirlerinden, misyonerlerden, ateistlerden, paragöz haramzadelerden, tefecilerden ve ahlaksızlardan koruyan tek kurum Ülkü Ocaklarıdır.
Ülkü Ocakları cehalete karşı açtığı savaşla dosta güven veren, düşmanın kalbine korku salan bir kurumdur.
Ülkü Ocakları adalettir, cesarettir, sadakattir, feragattir, liyakattir, bilgidir, teknolojidir, centilmenliktir, zarafettir…
Kısacası Ülkü Ocakları bugün Türkiye’de bir denge unsurudur, bu dengeyi bozmayınız!
Ülkü Ocaklarına Saldırın!
İmam Hüseyin Savaş
Yorumlar