Ak Parti'nin iktidara geldiği terör ve ekonomik sıkıntıların öne çıktığı yıllar göz önüne alındığında bazı önemli farklara  rağmen özellikle ekonomi olmak üzere benzer durumlarla  bu günlerde de karşı karşıya olduğumuzu söyleyebiliriz.

         Benzer sorunlar olsa da o yıllarda darbe senaryoları ile üretilmiş ve desteklenmiş vesayete boyun eğmiş toplumsal tabanı zayıf iktidarlar vardı ülke idaresinde. Bugün ise fark olarak geniş bir toplumsal tabanı olan seçimle gelmiş güçlü bir iktidar var. O günlerin bunaltıcı ortamında vaatleri, güçlü ve haklı tespitleri ile Ak Parti seçmen için bir umut olmayı başarabilmişti ancak bugün için mevcut sorunlara karşı umut vaat edebilecek bir siyaset gördüğümüz kadarıyla seçmenin önünde yok. Yani siyaset sahnesi sağduyulu seçmene böyle bir imkan sunmuyor. Ak Parti uygulamalardaki bazı hatalarına rağmen gayreti, çalışkanlığı ve mücadele azmi ile siyasete ve ülkeye çok şeyler kattı ve siyasetin seviyesini ciddi anlamda yükseltti gerçekten. Şu an mevcut sorunlara alternatif çözüm olabileceğini iddia edecek bir siyasetin en az Ak Parti kadar çalışkan, gayretli ve doğru tespitleri olması gerekiyor ki böyle bir siyaset te  hali hazırda siyaset sahnesinde mevcut değil. Yani mevcut doğruları kabul edip yanlışların üzerine gidebilecek bir siyaset yok maalesef. Siyaset sahnesindeki bu eksiklik tabii ki ülkenin zararına işliyor. Kanaatimce  bu eksiklikten Ak Parti de dahil tüm siyaset olumsuz etkileniyor. Son yıllarda sadece alternatifi olmadığı için Ak Parti'ye destek verdiğini söyleyenlerin oranı gittikçe artıyor gördüğümüz kadarıyla. Bu durum maalesef mevcut hataların devamı, görülemeyen bazı sorunların bir türlü farkedilememesi ve kaybedilen bazı duyarlılıklar olarak karşımıza çıkıyor diye düşünüyorum. Bu arada en önemli faktör lider olarak Sayın Cumhurbaşkanının siyasi kimliği ve kabiliyeti ile yine kendisine rakip olabilmenin şartlarını oldukça yükseltiyor ve zorlaştırıyor. Siyaset sahnesine baktığınızda işini ve ülkesini bu kadar seven, çalışma azmi bu kadar yüksek, bu kadar halka yönelik doğru tespitleri olan ve mevcut yanlışlardan yola çıkarak alternatif siyaset üretebilecek yürekli siyasetçi zaten görünmüyor. Halbuki mevcut şartlara göre muhalif bir siyaset üretebilmek  mümkün iken bunu yapabilecek bir siyaset ve siyasetçinin olmaması biraz da entellektüel bir destek bulamamalarından kaynaklanıyor olabilir. Eleştirilerini sürekli öteleyen sürekli tasvip edilen uygulamaları gündeme alan sağduyulu herkes yeni ve yapıcı bir muhalefetin oluşmasına da bir yerde fırsat vermemiş oluyor. Cumhurbaşkanımızın ülkemize yönelik saldırı ve müdahalelere karşı dik duruşu, emperyalistlere karşı tavrı takdire şayan ancak bir çok insan artık ülke içi sorunlara daha genel kabul gören çözümler bekliyor bu da bir gerçek.           Bu doğrultuda  oluşabilecek alternatif bir siyası oluşumun ilk bakışta sağduyulu oyları bölebileceği akıllara gelebilir. Ancak bildiğimiz gibi yeni yönetim sistemi temel doğrularda buluşabilen siyaset tarzlarının ittifakına gayet rahat müsaade etmektedir. Belki de tam tersi oluşabilecek böyle bir siyasi oluşum görülemeyen bazı alanların daha görülebilir hale gelmesine, hataların daha da azalmasına ve daha fazla toplumsal destek alınmasına vesile olabileceği bile düşünülebilir. Mevcut sorunlara çözüm arayışında yeni bir siyasi oluşum seçeneği dışında ikinci bir yol ise Ak Parti'nin kendi gibi düşünen muhalif seslere samimi bir şekilde daha fazla kulak vermesi, daha fazla söz hakkı tanımasıdır ki bu da yine kendi insaf ve inisiyatiflerine kalmış bir yoldur.        Sonuç olarak, ne olursa olsun siyaseti kendine alan bulmak değil de topluma sorun çözmek olarak görenlerin sayısı arttıkça her şeyin daha fazla yoluna gireceği kesindir.