Yıllarca ilimizde yaşanan tüm olayları habere dönüştürerek yerel ve ulusal medyaya servis eden dürüst bürokrat… Basın camiasının önemli bir kısmının tarafsızlığını “resmi olarak” yitirdiği Şanlıurfamızda halen objektif gazetecilik yapan değerli şahsiyet… Yeri geldiğinde “Haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır” sözünü düstur edinen, şerefini kaybetmektense işini kaybetmeyi göze alarak, emekliliğini isteyen idealist insan… Mehmet Kamil Güler beyefendiden bahsediyorum.

Kim ne der? Hangi kurum nasıl karşılar? İlanlarımı keserler mi? vb. kaygılardan uzak, inandığı gibi yaşayan, olması gerektiği gibi haber yapan, gazete çıkaran, haber sitesi kuran Mehmet Kamil Güler’in gazetesinde ve haber sitesinde yazmak tabi ki, bir ayrıcalıktır.

Daha önce sanal ortamda tartıştığım bir köşe yazarı “biz bu işi hobi olarak yapıyoruz” diye kendini savunmuştu. İşte bu savunma benim çıkış noktam oldu. Kendilerine tahsis edilen köşelerde, her konuda geri kalmış, bir türlü kabuğunu kırıp dışına çıkamamış bahtsız Urfamın sorunlarını yazmak, çözüm önerileri sunmak yerine şahsi egolarını tatmin etmeye çalışan hemşerilerime inat, köşe yazmaya karar verdim, bu kararım destek buldu, destek olanlara teşekkür ediyorum.

Daha önce araştırmaya dayalı iki kitap yazarak yayınlamak nasip olmuştu… Yayın hayatında 11 sayı kalabilen aylık bir dergiye editörlük ve yazarlık da yaptım… Fakat bu köşe yazma işini daha da sorumluluk ve vebal isteyen bir iş olarak görüyorum. Bu sorumluluğumu gereğini yerine getirmek için üstün bir çaba göstererek, itinalı bir şekilde yazılarıma hazırlanacak ve yazılarımla Şanlıurfa’da yaşayan herkesin duygularının tercümanı olacağım. Bu konuda kendime olan güvenim tamdır!

2010-2011 Eğitim Öğretim yılının başlamasıyla hareketlenen şehir trafiğimiz, özellikle akşam mesai çıkışlarında bazı noktalarda kilitlenmekte ve bu noktalara görevlendirilen trafik polisleri de çaresiz kalmaktadır. Ana arterlerimizden ve şehrimizin can damarlarından biri olan “Uçaksavar Kavşağı”… Öğlen ve akşam mesai çıkışlarında o kavşağa yolu düşenler, isyan ediyorlar. Şanlıurfa Belediyemizin iki dönemde yaptığı en büyük proje(!) olan alt geçitler (dal-geç) yapıldığından beri, uçaksavar kavşağındaki trafik ışıkları hiç çalışmadı, evine, işine giderken her gün bu güzergahı kullanmak zorunda olan vatandaşlarımızın defalarca şikayet etmelerine rağmen bu kavşağın trafik ışıkları bir türlü çalışmadı.

Uçaksavar Kavşağının ve trafik ışıkları çalışmayan diğer kavşaklarımızın ışıklarını faal hale getirmekle yetkilendirilmiş olanlar acaba neden bu duruma etki etmiyorlar. O kavşaklarda olabilecek trafik kazalarının sorumluluğunu kim üstüne alacak? Sorumluluğu üstüne alması gerekenler, olası bir kazanın hesabını her şeyden önce kendi vicdanlarına verebilecekler mi?

Bu konunun da takibinden vazgeçmeden, ilimizin sosyal, ekonomik, politik, kültürel vb. tüm sorunlarını irdeleyip, çözüm önerilerimizi sunacağımız diğer yazılarımızda buluşmak üzere… Mutlu ve huzurlu günler diliyorum.