Yazılarımı takip eden okuyucularım dünya görüşümü iyi bilirler çünkü kaleme aldığım konulara hep bu pencereden yani ülkücü penceresinden bakar ve yorumlarım…

Yazılarımda mümkün oldukça siyasi partilerin içişlerine ve işleyişine karışmam, zaten karışmam da doğru olmaz.

Fakat bugün bu köşede bir istisna olacak CHP Kongresinden bahsedeceğim.
Bahsetmek zorundayım… 
Bu Türk siyaseti için tarihi öneme sahip bir kongre!

Bir kere kabul edelim ki, “demokrasi bizim memlekete birkaç beden büyük geliyor”
Demokrasinin ilk adımı ve başlangıç noktası “Parti içi demokrasi”dir.
Ülkemizde hiçbir siyasi parti, parti içi demokrasiyi uygulamadığı için demokrasi daha ilk adımında sakat kalıyor.
Genel başkanlık koltuğuna oturanlar, askeri, adli veya ilahi bir emir gelmeden asla kalkmıyorlar.
Parti içinde kendilerine rakip olabilecek potansiyeldeki saf dışı bırakmak için ellerinden geleni esirgemiyorlar.

Bakıyorsunuz “Genel Merkez” karar almış;
İlçe Kongrelerine tek adayla gidilecek…
İl Kongrelerine tek adayla gidilecek…
Genel merkezin belirlediği ve/veya onayladığı bu tek adamlar ve yazdıkları üst kurul delegeleri sonra dönüp genel başkanı seçecek!
Durum böyle olunca zaten kaybedeceği kongre için kimse aday olmayı bile aklından geçirmiyor ve genel başkan tek başına aday olup yeniden kazanıyor.
Bir siyasi partide, İlçe Başkanı, İl Başkanı, Belediye Başkan adayı, Milletvekili adayı genel merkez tarafından belirleniyorsa, o siyasi partide tabana saygı yok demektir.

Bu arada, genel başkan görevini bırakmak istese de partilerden geçim yapan sözde dava adamları devreye giriyor, ne yapıp edip genel başkanı ikna ederek koltukta kalmasını sağlıyorlar.
Çünkü biliyorlar ki, mevcut genel başkan o koltuktan kalktığı an, hak etmeden oturdukları kendi koltuklarını da kaybedecekler.
Koltuklarını kaybetmemek, bir başka deyişle ekmek kapılarını kapattırmamak için kraldan çok kralcı olur, yeni yeni kurallar koyar ve genel başkanı ilahlaştırmak isterler.

İşte bu yüzden “Özel bir Durum”
Türk demokrasi tarihinde kaç genel başkan kongre kaybetmiş ki?
Partisini benimsemediğim gibi kongredeki konuşmasında selam gönderdiği kişileri tasvip etmesem de, Özgür ÖZEL büyük iş başarmış, demokrasiye olan inancımızı pekiştirmiştir.
Bu durumun bulaşıcı olmasını diliyorum.

Yani diğer siyasi partilerde de, ilçe başkanı, il başkanı, hatta genel başkan olmak isteyenlerin korkusuzca aday olmalarını diliyorum.
Aday olmak isteyenler ortaya çıkınca mevcut başkan / genel başkanın da bunların yolunu tıkamamalarını diliyorum.
Tek adaylı her kongre demokrasimize sürülmüş bir kara lekedir, ağır bir darbedir.

Uzun lafın kısası, Türk demokrasisinin yoğun bakımdan çıkarak normal hayata dönebilmesi için hafta sonu yaşadığımız “Özel Bir Durum”un genele yayılması şarttır.

Devlet dairesinde çalışıyor olsa, yaş itibariyle çoktan emekliye sevk edilmiş olacak şahıslar, milyonların umudu olan partilerin genel başkanlık makamlarını gençlere terk etmelidir.
Gençlerle birlikte siyasete heyecan gelecek, hareket gelecek, umut gelecek, inanç gelecek, idealizm gelecektir.
Gelecek gençliktedir, gençlik yönetim kademesinde olmalıdır.