12 can!
12 evlat!
12 Mehmet!
12 ocağa ateş düştü, bu şehitlik ateşi düştüğü yerde kalmıyor.
Ailesinden şehit vermiş bir Türk evladı olarak çok iyi biliyorum ki; bu ateş yayılıyor, kardeşlerin evlerine, teyzelerin, halaların, amcaların, dayıların, arkadaşların evlerine, Türk bayrağına, Türk devletine ve Türk milletine aşık olan bütün insanların evlerine kadar ulaşıyor bu ateş…
Şimdi siyasiler birbirlerini suçluyor;
Muhalefet “Milli Yas ilan edilmeli” diyor ama iktidar ve destekçileri ise bu talebe sessiz kalıyor.
Evet, Japonya, Suudi Arabistan ve Filistin için milli yas ilan eden ülkemiz, şehit düşen 12 evladımızın ardından da milli yas ilan etmeliydi…
Ama,
Böyle bir durumda milli yas yetmez, olağanüstü hal ilan edilmelidir.
Hem de kapsamı genişletilmiş bir olağanüstü hal!
Her zaman dediğimiz gibi,
“Terörist, sadece elinde silahla dağda gezen kansızlara denmez”
Mensup olduğu ve yaşadığı Türk devletine, Türk bayrağına, Türk milletine ihanet eden, hakaret eden, bölünmesini, parçalanmasını isteyen ve terör örgütüne sempati duyan kravatlı veya silahlı herkes teröristtir.
Kahraman askerimiz dağdaki teröristleri itlaf ederken, eşzamanlı olarak şehir merkezlerinde de operasyonlar aralıksız devam etmelidir.
Bugüne kadar terör örgütü lehine yapılan, miting, yürüyüş, konser ve benzeri eylemlere katılan bütün kamu çalışanlarının işine son verilmelidir.
Aynı şekilde örgüte sempatisi, ilgili, sevgisi, desteği tespit edilen ayakkabı boyacısından holding patronuna kadar bütün ticaret ve sanat erbabının hepsinin mal varlığına el konularak hazineye gelir kaydedilmelidir.
Çünkü terör örgütü “damarlarında kan yerine lağım sıvısı dolaşan” bu tür hainlerin desteği sayesinde ayakta kalmayı başarıyor.
Şehir merkezlerinden giden destek kesildiği gün dağdakiler açlıktan ölürler.
Ayrıca bir diğer konu da “Diyarbakır Anneleri” adı altında kamuoyunda gündemi meşgul eden oluşum!
Bu insanların çocukları kandırılmış, kaçırılmış veya gönül rızasıyla bir şekilde örgüte katılmıştır.
Bu aileler dört yıldan beri oturma eylemine devam ettiklerine göre, bunların çocukları dört yıldan daha uzun bir süreden beri örgüte katılmıştır.
Dört yıl, beş yıl, yedi yıl, on yıl örgütte kalan insan teröristtir.
Bu teröristlerin bu kadar zaman içinde kaç eyleme katıldıkları, kaç masumun canını aldıkları, kaç ocağa ateş düşürdükleri, kaç ton uyuşturucu sattıkları, kaç genci madde bağımlısı yaptıkları, kaç genci fuhuş tuzağına düşürdükleri belli değildir.
Toplu şehit haberlerinin geldiği bugünlerde bu aileler artık evlerine yollanmalı, dağda ve şehirdeki bütün teröristler devletin tokadını yemelidir.
Bütün bunların yapılabilmesi için milli yas değil öncelikle olağanüstü hal ilan edilmeli sonra o bölge diplomat, basın mensubu ve internetten arındırılarak gereken yapılmalıdır.
Ziya Paşa’nın dediği gibi: “Nush ile uslanmayanı etmeli tekdir, tekdir ile uslanmayanın hakkı kötektir.”
Bu vesile ile her biri bayrak olan şehitlerimizi saygı ile anıyor, yüce Türk milletine sabırlar diliyorum.