Ticaret Bakanlığı tarafından Resmi Gazetede yayımlanan yeni yönetmelikte; “1 Ocak 2024’ten itibaren kafe, lokanta, pastane ve benzeri yiyecek ve içecek hizmeti sunulan işyerlerinin fiyat listesini işyerinin giriş kapısına ve masalara koymak zorunda” olduğu belirtiliyor.
Evet, bu konuda ilgili bakanlığı ve hükümeti tebrik ediyoruz. Geç kalınmış olsa da çok doğru bir icraata imza atmışlar.
Fakat en kısa zamanda devamını bekliyoruz.
“devamı nedir” diye soran okurlarımız için hemen yazalım:
Havaalanlarında yiyecek, içecek konusunda faaliyet gösteren işyeri için bir denetleme sistemi kurulması, fiyatlar konusunda bir üst sınır belirlenmesi şart olmuştur.
Aktarmalı uçuşlarda beş-altı saatini havaalanı içinde geçirmek zorunda kalan bir yolcu yemek, çay, kahve gibi ihtiyaçlarını karşılamak istediği zaman normal piyasanın on katı kadar ücret ödemek zorunda kalıyor.
İşletme sahiplerine sorduğumuzda, astronomik seviyede olan kiraların satış fiyatlarına yansımasının normal olduğunu söylüyorlar.
Tabi işletme sahipleri için normal olan bu fahiş fiyat uygulaması yolcular için artık zulüm haline gelmiştir.
Havaalanlarında bırakın yemek yemeyi, çay, kahve içmeyi, su almak bile lüks olmuştur.
Sadece havaalanları mı?
Değil…
Hastane kantinleri ve otogarlardaki fiyatlar da piyasanın en az yüzde 50 fazlasıdır.
Hastane kantinleri kira sözleşmesi yapılırken piyasa fiyatlarının üzerinde satış yapılmayacağını belirten bir madde mutlaka eklenmelidir.
Hastaneye, doktora ve tedaviye ulaşmanın son derece zor ve pahalı olduğu ülkemizde bir de kantinlerden darbe yemeyelim…
Hastane kantinlerindeki bu yüksek fiyatların denetimini hastane yönetimi mi, belediye mi, ticaret bakanlığı mı, kim yapacaksa artık görevini yerine getirmelidir.
Ayrıca,
En başta semt pazarlarındaki tezgâhlar olmak üzere, Bakkal, Manav, Kasap, Giyim Mağazası, Ayakkabıcı ve ticaretle uğraşan bütün işyerleri satışını yaptıkları her ürünün üzerine alış ve satış fiyatının yazılı olduğu fiyat etiketini koymak zorundadır.
Bu yapılmadığı sürece hem devletimizin vergi kaybı olacaktır, hem tüketiciler kandırılmaya, aldatılmaya devam edecektir.
Hayatımız boyunca hiç görmediğimiz, ilk defa karşılaştığımız satıcının fiyatını sorduğumuz herhangi bir ürün için “200 lira ama gel sana 180 lira olsun” kandırmacasına maruz kalmak -milli ahlak adına- çok utanç verici bir durum…
Bu tür şark kurnazlıklarının ve ticari ahlaksızlıkların önüne geçebilmek için ve en önemlisi halkının yüzde sekseni açlık veya yoksulluk sınırında yaşam savaşı veren bir ülkenin vatandaşlarının hakkını korumak için Ticaret bakanlığınca hazırlanan yönetmeliğin kapsamı genişletilmelidir.
Kısacası havaalanı, otogar ve hastane kantinlerindeki zulüm artık bitmelidir.