Neden kıymetli eşya deriz, bunu hiç düşünmedik ve bunun ne anlama geldiğini bilmiyoruz. O yüzden kıymet veya değerli eşya ne demek biraz irdeleyelim ve ne anlama geldiğini bende öğreneyim! Sahibi olduğunuz herhangi bir eşyanın sizin gönlünüzde yer ettiği değere karşı kıymetlenir. Aslında sahip olduğunuz şey, sizin sahibinizdir. Bir arabanız vardır, işe, tatile, gezmeye giderken ayaklarınızı yerden keserek hiç yorulmadan gideceğiniz yere sizi ulaştıran araba; sizin kıymetlinizdir. Ona gözünüz gibi bakarsınız. Sizin için bir araçtan çok, paha biçilemez bir eşyanızdır. Bakımını yaparsınız, yıkarsınız, temizlersiniz. Hâlbuki hiç düşündünüz mü; arabanın size sahip olduğunu!

Düşünen bir varlık olarak yaratılan insan, alışkanlıklar içerisinde kaybolmuştur. Bunun sebebi, günümüz teknolojisi ile çeşitli şekillerde sahip olduğumuz eşyaların bize sahip olmasıdır. Telefonunuz yoksa iletişiminiz yoktur, internetiniz yoksa dünyadan bihabersiniz, elektrik yoksa bütün teknolojiyi atın çöpe! Daha da ilginç olan kısım ise; insanlar iki farklı şekilde yaratılmıştır erkek ve kadın olarak. Erkekler; sahip oldukları nesnelerin değerini pek bilmezler. Kadınlar ise; herhangi bir şeyin kıymetini her zaman hissetmek isterler. Doğaları gereği erkek, akıl ve mantık ön plandadır. Kadın ise, hisler ön planda tutulur. Kadınlar, sahip oldukları erkekleri her zaman ruhunda hissetmek isterler. Erkekler ise, kadınları bir nesne olarak görürler. Hal böyle olunca kadınların sürekli şikâyet ettikleri konu; nesne olarak görülmeleridir. Günümüz teknolojisi erkekleri bu yola sevk etmiştir. Erkeklerin hiçbir suçu yoktur, çünkü onlara teknoloji ile gösterilen yol, akıl ve mantık yordamıyla nesneye dönüştürülmüştür.

Günümüzde insanların kadınlara verdiği önem eşya niteliğindedir. Kalp yoluyla ve gönül bağıyla bağlanmış olan erkekler, kadınları bir nesne gibi değil de bir hayat arkadaşı olarak görürler. Kadınların bütün hal ve hareketleri duygular ile şekillendiğinden cennet, ayaklarının altına serilmiştir. Bunu göz önüne alarak kadının toplumdaki yerini Peygamber Efendimiz(sav) belirlemiştir. Gerek Peygamber Efendimizin(sav) hayatından gerekse sahabe hayatından kesitler sunarak olayı daha da perçinleyebiliriz. Bu konuda ehil olan insanlar, bize söyleyecek söz bırakmadığından yazıya devam edelim(işi ehline verelim).

Eşya, nesne gibi günlük hayatımızda işlerimizi kolaylaştıran şeylere kıymetli gözüyle baktığımızdan değer ve kıymetin ne anlama geldiğini unutmuşuz. Aslında kıymetin anlamı şu olmalı; 'gönül hanemizde yer edinen canlı veya cansız nesnelerin bizim hayatımızdaki yeri' olmalıdır. Böyle olmamasının nedeni; kalbimizin paramparça oluşu veya yüreğimizin kirli olmasıdır. Hayatımızda tecrübe ettiğimiz her şey kalp odacığımızda kirli bir leke olarak kalmaktadır. Bunların toplanmasıyla beraber gönül hanemiz çöker ve beton yığınına döner. Her tarafı kaplayan moloz yığınlarını toplamak için ise, bir kişiye ihtiyaç duyarız. O kişi ise, karşı cinste olabilir hemcinsimizde. Bunları belirleyecek olan şey, kişinin kendisidir. Gönül hanesine tertemiz bir sayfa açmak için kişiyi, nesne olarak değil de gönül hanesini paylaşan biri olarak görmelidir.

İşte bütün bu olaylar; kadını bir araç olarak gören toplumlar içerisinde meydana gelen kadına yönelik şiddet olaylarının doğal sonucudur. Toplum olarak kadını, bir araç olarak değil gönül hanesinin bekçisi olarak gördüğümüz vakit; ortalıkta ne şiddet kalır ne de erkek ve kadın ayrımı! Bu işin ehli değiliz ama dilimiz döndükçe yazmaya devam edeceğiz inşallah. Saygılarımla.