Boş lakırdıya gerek yok. Tüm çıplaklığıyla konuşalım; esnafın halini, vatandaşın halini… Yalan söylemeye gerek yok, yaptırımlar ortada ve sonuçlar sıfır. Bir yaptırım uyguluyorsanız eğer sonuç beklersiniz. Sonucu olmayan yaptırımdan hayır gelmez.

Vatandaş; dişini tırnağına takıp, alın teriyle kazandığı parayı çarçur etmek istemez. Nasıl kazandığını çok iyi bildiğinden iktisadını yapmasını da bilir. Aile reisi, gelir gider tablosunu çizerek ayın sonunu getirmeye çalışmaktadır. Üzerine Urfa’da yaşıyorsanız eğer, bunu 2 kere daha düşünmeniz gerekmektedir. Öğün yemeğini tek çeşitle halledebilen aileler var. Ekmeğin durumu ortada… Ürünlerin fiyatı yükseldikçe yükseldi, önünü alamayıp gramajını düşürdüler. %100 zam oranıyla artan fiyatların üzerine gramajın düşürülmesi de eklenince işin içinden çıkmak zorlaşıyor.

Bu ülkede yaşayan insanlar; ekonomi, muhasebe, iktisat gibi dersleri üniversite öğrenimiyle almayıp, yaşayarak öğrenmişler. Günlük ihtiyaçlarını göz önünde bulundurarak, ayın sonunu getirmeyi başarmışlarsa bu aileleri kutlamak gerekir.

Bu ülkede bankaların sayısının artmasına bağlı olarak borcu olmayan hiçbir vatandaş kalmadı. Eskiden; eş-dost-akrabadan alınan borçlar, şimdi yerini bankalardan alınan kredi ve kredi kartlarına evrildi. Güven duygusu ortadan kaldırılarak çek-senet işlerine girişildi. Faizlerin her tarafa bulaştığı bir toplum oluşturuldu. Kapitalist sistemin gerekliliği üzerine parayı parayla satmak moda haline getirildi. Şu an borcu olmayan kimse kalmadı. Kim ağzını açarsa, bankalara olan kredi borçlarından yakınaduruyor.

İnsanın gözü doymaz. Elinde bulundurduğuyla yetinmeyip, daha fazlasını isterlerse hayatları hep hüsranla son bulur. Bu durumda sebat etmeli ve geleceğe emin adımlarla ilerlemeliyiz.