Şanlıurfa Boranı’sı ile ilgili Şanlıurfa Ticaret ve Sanayi Odası (ŞUTSO) tarafından Türk Patent ve Marka Kurumuna yapılan coğrafi işaret tescil başvurusu onaylandı. Tabiî ki Şanlıurfa’nın ürünlerine sahip çıkılması ve tescillenmesi çok önemlidir. Ancak. En önemlisi bu yemeklerimizin veya Şanlıurfa’da üretilen ürünlerin gelecek kuşaklara aktarılmasının sağlanmasıdır. Ayrıca ürünlerimizin kalitesini ve özelliklerini korunması için ilgili kurum ve kuruluşların gerekli tedbirleri almalarıdır.

         Şanlıurfa peyniri ,yoğurdu, kaymağı ve sarı yağı diyoruz. Övünüyoruz. Geçenlerde bir ortamda konuşmaya şahit olduk. Bu konuşma Gazeteci olarak beni çok etkiledi. Ne derseniz anlatayım. Kendilerinin köye davet edildiğini belirten arkadaşım davet edenin köyden geldiğini ve birlikte yoğurt, yağ, sebze, meyve, ekmek aldıklarını ve köydeki ihtiyaçları içinde yumurta, peynir, zeytin gibi malzemeler aldığını belirtti. Sorduğumda köyde kimse hayvan beslemiyor dediğini belirtti.

         Köylerde her evde tavuk beslenirdi. Hemen hemen her evin ahırı vardı ve büyük baş beslerlerdi. Bostan ekilirdi. Her evde hemen hemen hergün ev ekmeği yapılırdı. Ancak, gelişen teknoloji ile tüketici toplumu olduk.

         İlgili kuruluşların tekrar köylerdeki üretimi teşvik etmesi ve desteklemesi gerekir. Çünkü burada üretilen ürünler organik ve sağlıklı ürünlerdi. Patent alalım ancak, üreticileri de destekleyip gelecek nesillere bu ürünlerin aktarılmasını sağlayalım.

         Kısaca , örf, adet ve geleneklerimizi yitiriyoruz. Şanlıurfa’da en önemli olan konuştuğumuz Azeri Türkçesi olan bizim Urfalıca dediğimiz dilimizi yitiriyoruz. Dilini kaybeden bir millet, hafızasını kaybeder, benliğini kaybeder, hatta inancını kaybeder. Ne yazık ki sosyal medya dili, gençlerimiz arasında geçerli bir yazı, iletişim diline dönüşüyor. Anlamsız kısaltmalar, aralarına serpiştirilen yabancı kelimeler, bozuk cümleler giderek sıradan hale geliyor. Tedbirler alınıyormu ?  Bu konuyu ayrıca gündeme getireceğim.