Milattan önce ikinci yüzyıla kadar uzandığı bilinen tarihiyle dünyanın en eski şehirlerinden olan ve birçok medeniyete ev sahipliği yapan Urfa’ya hanlar, hamamlar, saraylar, çarşılar yapan merkezi yönetimler bir lise yapmayı akıl edememiştir.
“Harf inkılabından sonra bir gecede cahil kaldık” diye dövünen kara cahiller bilmiyor olabilir ama 1946 yılına kadar Urfa’da lise bile yoktu.
1946 senesinde Urfa’yı ziyaret eden Milli Eğitim Bakanı Hasan Ali YÜCEL şehrin aydın insanlarının talebi üzerine Ankara’ya döner dönmez Urfa Lisesi kuruluş emrini vermiştir.
Dünyanın ilk üniversitesinin kurulduğu Urfa’da 30 yıl öncesine kadar üniversite bulunmaması da başka bir trajikomik durumdur.
Dicle Üniversitesine bağlı olarak 1976 yılında Şanlıurfa Meslek Yüksek Okulu ve 1978 yılında Şanlıurfa Ziraat Fakültesi açılmış, 1988 yılında ise Gaziantep Üniversitesine bağlı olarak Şanlıurfa İlahiyat Fakültesi açılmıştır.
Derme çatma geçici binalarda eğitim veren bu okullar 1992 yılında kurulan Harran Üniversitesine bağlanmıştır.
Harran Üniversitesinin kuruluş aşamasında ziyaret için bir süreliğine Şanlıurfa’da bulunan baba dostum olan iki profesörün sözleri bugün hala kulaklarımdadır, aynen şöyle demişlerdi:
“Urfalıların çok dikkat etmesi gerekir, zira bu yeni kurulan bir üniversite olduğu için ilk atanacak rektör mutlaka akademik yeterliliğe sahip, geleneklerine bağlı, teknolojiye açık, geleceği görebilen, milli ve manevi değerlere saygılı biri olmalıdır. Aksi halde tarikat, cemaat, hemşerilik veya siyasi parti referansı esas alınarak bir atama yapılırsa bu üniversite ölü doğar ve bir daha da kolay kolay toparlanıp, gerçek bir üniversite hüviyetine bürünemez”
Sonraki yıllarda biri vefat eden, diğeri emeklilik hayatını yaşayan o değerli profesörlerin kulaklara küpe olması gereken bu nasihatlerinin üstünden bu güne kadar tam 30 yıl geçti… Üniversitemiz ne durumda bir bakalım,
Tıp Fakültesi Araştırma Hastanemizin kuruluş şemasında 41 bölümün adı var, ama bu bölümlerden 26’sında profesör yok, hatta dört bölümde ise hiç akademisyen yoktur.
Diş Hekimliği Fakültesinde sadece bir profesör, Eczacılık Fakültesinde ise yine tek profesör ile akademik çalışmalar yürütülüyor.
Harran Üniversitesinde şu anda sekizinci rektör görev süresini doldurmak üzere, önümüzdeki günlerde dokuzuncu rektör atanacak…
Şanlıurfa’nın STK başkanları, siyasi parti il başkanları, milletvekilleri ve belediye başkanları, düğünde oynamak, taziyede ağlamak barış törenlerinde sofraya yumulmaktan daha önemli işler olduğunu artık anlamalıdır.
Memlekete hizmet için birbiriyle yarıştıklarını iddia eden bu insanlar hayatlarında bir kez de olsa ortak bir noktada buluşarak bir heyet kurmalıdır. Bu heyetin ortak noktası Harran Üniversitemizin dokuzuncu rektörünün atanması konusu olmalıdır.
Benim siyasi görüşümden, benim tarikatımın müridi, benim cemaatimin üyesi, benim hemşerim gibi bayağı ve aşağılık düşünceler bir tarafa bırakılmalıdır.
Bin 146 akademik, 770 idari ve bin 161 diğer olmak üzere toplam 3 bin 77 personel ile 14 fakülte, 4 yüksekokul, 1 konservatuvar, 13 Meslek Yüksek Okulunda yaklaşık 30 bin öğrenciye eğitim veren üniversitemizdeki mevcut bölümlerin içini doldurabilecek, eksik fakülteleri kuracak, araştırma hastanesini tam kapasite ile çalıştırarak bir bölge hastanesi haline getirecek derecede donanımlı bir isim üzerinde anlaşılmalıdır.
Bu kriterlere uyan biri bulunur bulunmaz, oluşturulan heyet randevu alarak Cumhurbaşkanının huzuruna çıkarak bu insanın şehrimize faydalı olacağı ve üniversitemizi gerçek bir ilim irfan yuvası haline getireceği anlatılmalıdır.
Aksi halde kuruluşunda yapılan yanlış atamalar yüzünden zaman zaman servise çıksa da, 30 yıllık ömrünün büyük bölümünü yoğun bakımda geçiren üniversitemizi hiçbir zaman en iyi üniversiteler sıralamasında göremeyeceğiz.
Dokuzuncu Rektör Gelecek
İmam Hüseyin Savaş
Yorumlar