7 Haziran 2015 Milletvekili Genel Seçimlerinin üzerinden üç gün geçti… Açıklanan seçim sonuçlarına göre meclise yine aynı partiler girdi fakat bu partilerin meclisteki sandalye sayıları değişti.
Bu partilerden biri de HDP...
PKK terör örgütüyle olan bağını hiçbir zaman inkar etmeyen HDP, 80 milletvekili ile yeniden meclise girdi. Bu parti 7 Haziran 2015 tarihinden önce de zaten 30 küsur milletvekili ile mecliste temsil ediliyordu, şimdi cumhurbaşkanı, AKP, havuz medyası ve bunlardan nemalanan kesimler HDPnin parti olarak meclise girmesinin sorumluluğunu CHPye, Gülen gurubuna ve hatta akıl tutulması yaşayan bir takım vicdanı körler de MHPye yüklemeye çalışmaktadır.
Bu gerçekte böyle midir?
HDPnin parti olarak meclise girmesinin önünü kim açmıştır?
Adı en sık değişen siyasi parti unvanını elinde bulunduran ve amblemindeki ağacın dalları Ankarada olsa da köklerinin bir ucu kandil dağına, diğer ucu İmralı adasına kadar uzayan bu partinin ve zihniyetin meclis macerası aslında çok eskilere dayanmakla birlikte tam bir hayal kırıklığı ile sonuçlanmıştı. 20 Ekim 1991 seçimlerinde SHP-HEP ittifakından meclise giren Leyla ZANA, Hatip DİCLE ve Orhan DOĞAN isimli milletvekilleri PKK terör örgütü üyesi olmaktan suçlu bulunarak, 4 Mart 1994 tarihinde dokunulmazlıkları kaldırılıp, 15 yıllık hapis cezalarını çekmek üzere cezaevine konulmuşlardı.
Sonraki dönemlerde yapılan seçimlerde birer, ikişer PKK bağlantılı milletvekili bağımsız seçilip meclise girmişse de grup kurmaya asla muvaffak olamamışlardı. Ta ki, AKP iktidara gelinceye kadar…
2002 senesinde iktidar olan AKP, Haziran 2004 tarihinde çıkardığı bir afla hem cezaevinde yatan yüzlerce teröristi serbest bırakmış, hem de yukarıda bahsettiğimiz 3 eski milletvekilini cezalarının dolmasına 5 yıl kala tahliye etmiştir. Tahliye edildikten sonra da Başbakanlıkta ağırlamışlardır.
İmralıda yatmakta olan teröristbaşının talepleri doğrultusunda artık terörle mücadele devri bitmiş terörle müzakere devri başlamıştı. Yeni yeni tavizler verilmeye başlandı, aldığı ile yetinmeyen hainler her gün yeni bir şeyler istiyor, AKPde onların her istediğini veriyordu.
19 Ekim 2009 günü Türk tarihine kara bir leke olarak geçmiştir. Bu tarihte AKP hükümetinin bürokratları ve istihbaratıyla önceden randevulaşan tam 34 terörist davul zurnalar eşliğinde Habur sınır kapısından Türkiyeye giriş yaptı. Bu teröristler kurulan seyyar mahkemede ifadeleri alınıp serbest bırakılınca, binlerce araçlık bir konvoy eşliğinde çevre köylerden ve dağlardan kutlama amacıyla sıkılan mermiler eşliğinde Diyarbakıra getirildiler. Ardından da seçim otobüsünün üzerine çıkarılıp şehir şehir gezdirildiler. Çok uzun zaman sonra bunların bir kısmı tutuklandı.
Yine Tayip ERDOĞAN bir dönem; 'Vallahi Apoyu özledim' zırvalarıyla adını türkücüye çıkaran ve 'arabam şerefsizlerin ülkesinde kaldı' diyecek kadar alçaklaşan Ahmet KAYA ve hatta yıllar önce yurtdışına kaçarak orada ölen Yılmaz GÜNEYin Paristeki mezarlarını Türkiyeye getirmekten bahsetti. Fazla prim yapmadığını görünce bu projesinden vazgeçti.
PKKlılarla Osloda kapalı kapılar gizli görüşmeler yapıldı. İmralıdaki teröristbaşı ile devletin en yetkili bürokratları görüştürüldü. Sırf o hainle yandaşları rahat görüşebilsin diye İmralı adasına düzenli feribot seferleri başlatıldı.
37 yıldan beri yurtdışında bulunan ve vatandaşlıktan çıkarılmış olan Şivan Perver sahne isimli İsmail AYGÜN Diyarbakıra getirilerek Tayyip ERDOĞANın da katıldığı bir törenle konser verdi.
Terörle mücadeleye ara verilmiş, terörle müzakere dönemi başlamıştır. Bu kapsamda dağlardan şehre inen teröristler özellikle Doğu ve Güneydoğu Anadolu illerinde eylemler yapmaya, büyükşehirlerde ise bol para getirecek olan yasa dışı her çeşit işle uğraşmaya başladılar.
Fikir babasının kim olduğu bir muamma olan 'Çözüm Süreci' projesi uygulamaya konulduktan sonra ipin ucu iyice kaçmıştı. PKKnın masum istekleri olduğu konusunda Türk milletini inandırmak için AKP tarafından 'Akil Adamlar' adı altında bir oluşum gerçekleştirildi. Bu sözde akil adamlar Türkiyenin bütün illerini dolaştılar her gittikleri yerde valilikler tarafından VİP muamele görmelerinin yanı sıra bir sürü toplumsal olaya sebebiyet verdiler.
İşte bütün bu olaylardan sonra yaşanan 7 Haziran seçimleri neticesinde HDP 80 milletvekili çıkarınca AKPliler sonuçları sorgulamaya başladılar.
AKP tarafından yapılan sorgulamanın cevabını merak edenler 2011 ve 2015 seçim sonuçlarına bakmalıdırlar.
2011 seçimlerinde Türkiye genelinde AKP %49.9, CHP %25.9, MHP %12.9 ve HDP (Bağımsızlar) %6.6 oranında oy aldılar.
Şanlıurfada ise 2011 seçimlerinde AKP %63.8, CHP %3.2, MHP %3 ve HDP %17.7 oy toplamışlardı.
2015 seçimlerine baktığımızda Türkiye genelinde CHP %24.95 (1 puanlık düşüş), MHP %16.29 (3.39 puan artış), AKP %40.87 (9.03 puan düşüş) HDP %13.12 (6.54 puan artış) görülmektedir.
Şanlıurfada da durum Türkiye genelinden çok farklı değildir. Bu durum da hangi partinin oylarının hangi partiye kaydığını açıkça göstermektedir.
Hal böyle iken, çıkıp televizyon ekranlarından 'MHP, HDPye oy topladı' şeklinde açıklamalar yapan AKP yetkilileri ve bu yalanlara inanan saf AKP seçmeninin bu yazıyı dikkatlice okumalarını, yazımızda abartılan veya yalan, yanlış gördükleri bir bölümü de varsa yorumlarda belirtmelerini aksi halde eleştiri yaparken vicdanlarının sesini dinlemelerini istirham ediyorum.