Bundan 20 yıl öncesine gidelim. O zamanlarda daha çocuktum. Bir bayram arifesi, benim için dünyalara bedeldi. Bayram; aile fertlerinin bir araya gelmesi, büyüklerin ellerinin öpülmesi ve en önemlisi bayramda giydiğimiz yeni elbiselerimiz...

Bayram, bir çocuğun çocuk olduğunu hissettiği tek gündür. Yeni aldığı elbiseleri özenle başucuna koyduğu ve hayaller dünyasına girip dünyayı dolaştığı gecenin ertesinde, bayram gününe uyanması ile birlikte rüyasının gerçekleştiği gündür.

Ve bayram sabahı… Bayram namazının kılınması ile birlikte büyüklerin ellerinin öpülmesi ve harçlıklarını almasıyla, parasını toplayıp kendine yeni bir şeyler alması için annesine teslim etmesi…

Ne güzel çocuk olmak! Hiçbir şeyin yok. Sahip olduğun tek şey; üzerinde taşıdığın yeni elbiselerin… Araban yok, evin yok, bilgisayarın yok, anlayacağınız derdiniz yok. Böyle bir dünyadan sıyrılıp büyüyorsunuz. Her büyüdüğünüz gün, dertlerinizin bir kat daha arttığı gündür.

Meslek ediniyorsunuz, çalışıyorsunuz ve para kazanıyorsunuz. Bunun sonucunda, kazandığınız parayı bir de harcamanız gerekir. İnsan, üretmek yerine tüketimi daha kolay bulur. Eğer cebinde parası varsa, ağa sensin paşa da…

İstediğiniz her şeyi alabilirsiniz ve ona sahip olabilirsiniz. İnsanların günlük yaşantıdan dolayı kazandığı depresyon hallerini (psikologların önerdiği şekilde!); yani en iyi şekilde para harcayarak atlatabildiğini söylüyorlar. Biz de zaman kaybetmeden kendimizi bir alış veriş merkezinde buluyoruz. Cebimizde sahip olamadığımız paraları harcıyoruz. Hal böyle olunca, depresyondan kurtulmak için alış veriş yapıyoruz. Ama ödeme günü geldiğinde yine depresyona giriyoruz. Hayatımız sürekli bu döngüde dönüyor.

Yeni elbiseler, arabalar, evler vs alıyoruz. Hiçbir şekilde mutlu olamıyoruz. Sürekli harcıyoruz, ama üretmiyoruz.

Sürekli bir depresyon hali ve mutsuzluk hissi…

Halbuki başa dönersek; sadece üzerimizde bulunan bayramlık elbiselerimiz ile daha mutluyduk. Sahip olduğumuz tek şey; üzerimizde bulunan yeni elbiselerimizdi. Şimdi ise, sürekli yeni bir şeyler alarak veya değiştirerek bir üst modelini aldığımız eşyalar bile artık bize mutluluk vermiyor.

SAHİP OLDUĞUNUZ ŞEY, BİR GÜN GELİR SİZE SAHİP OLUR.

Bu dünya gelip geçicidir. Bu dünya üzerinde insanlarda göçebe hayatı yaşadığı için, taşıyabileceğiniz kadar şeylere sahip olun…

Dua ile…

Vesselam…