Komşumuz Suriye’de üç yıldan fazla bir süredir iç savaş yaşanmakta, milyonlarca insan yerinden yurdundan edilmiş, ölü sayısı belli değil, onunda milyonlarca olduğu tahmin edilmektedir. Çoğu yerleşim yeri yerle bir edilmiş; Bugün ateşkes sağlansa bile, Suriye’nin imarı yıllar alır. İşin tuhafı, şu anda durumun ne olduğu da belli değil. El-Nusra’ya ne oldu belli değil. PYD nereleri kaptı. IŞID nedir nereden çıktı, şu anda durumu nedir belli değil. Tam bir trajik komedi. Bir gün çatışmalar şiddetleniyor, bir gün sonra ses seda yok. Arap savaş modeli bu olsa gerek. Ben aslında dikkatlerinizi başka bir yöne çekmek istiyorum. Başta Ülkemiz olmak üzere, Mısır, Ürdün ve Irak’ a milyonlarca Suriyeli ülkelerini terk ederek kaçtı, mülteci durumuna düştü. Ülkemize gelen bir milyona yakın Suriyeli, başta Şanlıurfa, Gaziantep, Hatay olmak üzere, hemen hemen tüm illerimize dağıldı. Doğrusu bu denetimsiz dağılış, beraberinde birtakım sorunları da getirmeye başladı. Gelen Suriyelerin tutumları, yaşayış farklılıkları, hal ve hareketleri, baştaki insani bakışı değiştirip, yeter artık bunlar da olmaz, bunlar da kabul edilemez davranışına dönüştü, bunun neticesinde, Kahramanmaraş, Gaziantep gibi Suriyelilerin yoğun yaşadığı şehirlerde, halkta biz bu Suriyelileri artık sokaklarımızda, caddelerimizde istemiyoruz. Eğer mültecilerse kamplarında otursunlar, biz yine onlara elimizden gelen yardımı yapalım mantığına dönüştü. Gaziantep Suriye’lilerin tümünü kamplarda toplama kararı aldı, diğer illerde de bu tür kararların alınacağı beklenmektedir. Hakikaten mağdur olmaları, muhacır olmaları bir tarafa, artık trafik ışıklarında, cami bahçelerinde, Banka önlerinde, cadde ve sokaklarda dilenen Suriye’lilierden rahatsız olmaya başladık. Lütfen İlgililer ve yetkililer bu duruma bir çözüm bulunuz; yoksa zop zop dilenen gücü kuvveti yerinde, kendini bilmezler yüzünden, çoluk çocuk, yaşlı ve kadından oluşan Suriyelere yazık olacak. Madalyonun öteki yüzüne baktığımızda, halen Suriye’de çarpışan insanlar, kanını canını ortaya koyan, bir dava uğruna canını hiçe sayan Suriye’liler, ortalık sakinleşip inşallah Suriye’de barış sağlandıktan sonra, Bugün ülkemize ve diğer ülkelere kaçan, genç kuvveti yerinde, beni seni sıksa suyumuzu çıkaracak korkaklar, ödlekler hey kardeş biz çarpışırken siz neredeydiniz 'Vatan bu kadar ucuz değil' hadi geldiğiniz yere, sizi kabul etmiyoruz deseler haksız, olurlar mı acaba??? ben olsam bu ödlekleri ülkeye sokmam. Bir yandan da inşallah böyle bir şey olmaz diye dua ediyorum. Ülkelerine hayrı olmayan bu insanların bize ne hayrı olur.. Bir zamanlar beraber çalıştığım bir arkadaşım vardı. Fikri kendisine, yürüyüşlere, protestolara katılmaya meraklıydı. 1995 yılında Ankara’daki maaş protestosunda bayağı bir cop falan yemişti. Hükümet bu protestoların üzerine memur maaşlarına ufak bir zam yapmıştı. O zaman bu cüz-i zammın adı, bir karpuz parası kadar olduğu için 'karpuz' zammı olarak kalmıştı. Bizde ona takılıyorduk 'Oğlum İbrahim cop yemesine yediniz, birkaç cop fazla yeseydiniz de bize doğru dürüst zam alsaydınız' Diye, Öfkeleniyordu ve diyordu ki; Bir gün devrim olursa, sizi bu ülkeden kovacağım. İyi ki devrim olmadı, iyi ki arkadaşımızın dediği olmadı, yoksa bizde Suriyeliler gibi elin memleketinde ne yapardık.. Kalın Sağlık ve Esenlikle…..