Kabilin Habili katletmesinden bu yana, insanlık tarihinde her zaman bir kabil çıkmıştır. Bu kardeş kavgası şekil, yöntem değiştirerek, tarihin her sayfasında ortaya çıkmıştır. O dönem Kabil ile Habil arasında kıskançlık ile başlayan bu kavga, zamanla kıskançlık, alacak verecek, hilafet ve iktidar uğruna yapılmıştır. Hilafet döneminde Hz. Ömer, Hz. Osman, Hz. Ali, Hz. Hasan hep bu uğurda şehit edilmişlerdir. Daha sonra hilafeti zorla elde etmiş olan Muaviye, kendisine biat etmeyen Hz. Hüseyini ve eshabını şehit etmiştir. Hilafet ve iktidar uğruna bu topraklarda, bir çok insan kardeş, hükümdar telef edilmiş, bu uğurda ortadan kaldırılmıştır. Bir çok Müslüman yine İslam adına şehit edilmiş, zehirlenmiş ve çeşitli işkencelere maruz kalmıştır.
Yakın tarihimizde sağ sol diye adlandırdığımız, aslında o da bir tür iktidar savaşı olan ve 1970lerden 1981e kadar sürüp giden yaklaşık 5.000 gencimizin hayatına mal olan bu uğursuz savaşlar, bu tarihten sonra sözüm ona gerçekte var olmayan bir Kürt Türk savaşına dönüştürülmek istenmiştir. Hala bu güne kadar ocaklarına ateş düşesiceler, bir çok evin ocağına ateş düşürmektedirler. Ülke yöneticilerimizin gerek Mısırda, gerekse Suriyede yanlış ata oynamaları, bu savaşın boyutunu değiştirmiş ve çeşitlendirmiştir. Bu savaşa uluslar arası terör örgütleri de dahil olmuştur. 7 Haziran seçimleri öncesi Diyarbakırda, seçimler sonrası Suruçta son olarak Ankarada bu uğursuz örgütler ve onların yerli işbirlikçileri 250den fazla vatandaşımın ölmesine, 1000den fazla vatandaşımın yaralanmasına ve sakat kalmasına sebep olmuştur.
Düşünebiliyor musunuz!! adına BARIŞ koydukları bir gösteri yapmaya gidenler, bir başkasının savaşına maruz kalıp, her birinin öyküsü farklı olan bu insanlar bir hiç uğruna yok olup gitmişlerdir.
Ülke bu halde iken bile, bazı siyasiler hala bundan çıkar umma peşinde olup; olayı birilerine yıkmaya çalışmaktadırlar. Bazı siyasiler daha da ileri giderek, olayı hükümetin, devletin üzerine yıkmaya çalışmaktadırlar.. Yazıklar olsun!! Ülke kan gölüne dönmüş, her gün bir eve ateş düşüyor, siyasilerimiz hala kendi hesaplarını yapma peşinde. Bir araya gelmemek için bahaneler uydurmaktadırlar, Biri birinin yüzünü görmeye bile tahammül edemedikleri için, randevu bile vermemektedirler. Beyler!!! unutmayın ki hepimiz bir gemideyiz, eğer bu gemi batarsa, yalnız biz batmayız, sizde bizden beraber batarsınız. Titreyin ve kendinize gelin lütfen!! bu kardeş kavgasına bir an önce bir çare bulun, daha fazla evlere ateş düşmeden, daha fazla genç fidanlarımız heba olmadan. Bu kabilleri yok edin. Yapamıyorsanız bu kabillere beraber karşı durun lütfen…
Kabillerin hayatımızdan çıkması dileklerimle, kalın sağlık ve esenlikle…