Ayın 14’ü demek, bordrolu çalışan için stres, sıkıntı, üzüntü, ruhsal çöküntü, gururun incinmesi demektir.
Çünkü yarın 15 Şubat!
Yani bordrolu çalışanlar için maaş günü…
Yanlış anlaşılmasın, bu Şubat ayıyla ilgili değil, bordrolu çalışanlar bu stresi her ay yeniden yaşıyor.
Her ayın 15’inde maaş alınıyor.
Maaş alınca ne oluyor?
Normal şartlarda maaşını alan insanın sevinmesi, mutlu olması lazım…
Bordrolu çalışan insan ayın 15’inde maaş alınca haliyle hayatını devam ettirmesi için gerekli olan ihtiyaçlarını karşılamak istiyor:
Mesela, ev kirasını ödemesi lazım,
Pirinç, nohut, mercimek, fasulye, bulgur gibi temel ihtiyaç malzemelerini alması lazım,
Haftada bir defa semt pazarına gidebilmek için para ayırması lazım,
Elektrik, su, doğalgaz faturalarını ödemesi lazım,
Çocuğuna yardımcı ders kitapları alması lazım,
Kırtasiye ihtiyaçlarını karşılaması lazım,
Hanımına ayakkabı, elbise, çanta alması lazım,
Çocuğunun dershane taksitini, servis ücretini ödemesi lazım,
Apartman aidatını ödemesi lazım,
Kredi kartı borcunu -en azından asgari tutarını- ödemesi lazım,
Tüketici kredisi taksitini ödemesi lazım,
Berbere gidip saçını kestirmesi lazım,
Sabun, şampuan, çamaşır ve bulaşık deterjanı alması lazım,
Arabasının -gecikmiş- MTV’sini ödemesi lazım,
Arabasının Zorunlu Trafik Sigortasını ödemesi lazım,
Arabasının fenni muayenesini yaptırması lazım,
Arabasının egzoz muayenesini yaptırması lazım,
Aylık otopark ücretini ödemesi lazım,
Çocuğunun her akşam okul dönüşünde görüp ilgiyle baktığı o kestaneden birkaç tane de olsa alarak, ona tattırması lazım,
Bir borcunu kapatmak için 6 ay önce kuzeninden ödünç aldığı parayı artık ödemesi lazım,
Tabanı delinen ayakkabısını tamire götürmesi lazım,
Pantolonunu terziye götürüp yama yaptırması lazım,
…ve daha bir sürü mecburi ihtiyacını karşılaması lazım…
…..
Bu arada maddi imkansızlıktan dolayı sürekli ertelediği ihtiyaçları da var:
Çocuğunun aylardan beri gitmek istediği film için sinema bileti almak istiyor,
Ailesiyle birlikte dışarıda bir akşam yemeği yemek istiyor, 
İş arkadaşlarından, komşularından methini çok duyduğu tiyatroya ailesini götürmek istiyor,
Eşine artık bir kışlık bot ve kaban almak istiyor,
Mevsim meyvelerinden alıp çocuklarına tattırmak istiyor,
Uzun zamandan beri memleketine gidememişti, artık bütçeyi denkleştirip sılayı rahim yapmak istiyor,
Hastalığı için devlet hastanesinden randevu alamadığından dolayı özel hastaneye gidip tedavi olmak istiyor,
Aile fertlerinin diş tedavilerini yaptırmak için bir özel diş kliniğine gitmek istiyor,
Yıllardan beri ilk defa bir takım elbise almak istiyor,
Şöyle biraz birikim yapıp, ailesiyle birlikte bir haftalık da olsa yaz tatili yapmak istiyor,
Bir akşam eve giderken eşine bir buket çiçek almak istiyor,
“Bu hafta sonu evde oturmayalım, hemen yanı başımızdaki falanca tarihi/turistlik yere gidip gezelim” demek istiyor,
Ailesiyle pikniğe gidip mangal yakmak istiyor,
Halı sahada futbol oynamak istiyor,
Taraftarı olduğu takımın hiç değilse bir kere maçına gitmek istiyor,
Lise arkadaşlarının ayda bir yaptığı yemekli toplantıya katılmak istiyor,
Sünnet, nişan, nikah, doğum gibi özel günlerinde yakınlarına hediye almak istiyor,
Tabi bu istekler hayalden öteye gitmiyor.
Her ayın 15’inde bu hayaller yeniden yıkılıyor.
Bu hayalleri kuran bordrolu çalışan her ayın 15’inde yeni bir çöküş yaşıyor.
Her ayın 15’inde biraz daha karamsarlığa gömülüyor.

İşte bugün 14 Şubat,
Yani maaştan bir önceki gün,
Yani yarın bordrolu çalışanın bütçesi yeni bir açık daha verecek,
Yani yarın hayalleri yeniden yıkılacak,
Yarın yine bunalıma girecek,
Yarın gelir dağılımındaki adaletsizliği kılcal damarlarına kadar hissedecek,
Çünkü yarın ayın 15’i olacak…
Dolayısıyla,
14 Şubat’ı bilmem ama
Allah, 15 Şubat’ımızın kolay geçmesini nasip etsin (amin)

Bütün okurlarımı hasarsız atlatacağımız maaş günlerinin özlemiyle selamlıyorum.