' Hakiki arkadaşlık sıhhatten farksızdır, kıymeti ancak elden gittikten sonra anlaşılır.'

Modern toplumda insanlar büyük bir telaş ve yarış içinde koşuşturuyorlar. Böyle bir telaş içinde, belirli değerlerden yoksun yetişenler ve daha fazla mala, güce, statüye ulaşabilmek için her yolu mübah görenler bir ortak yola başvuruyorlar. Ilk fırsatta kendilerine güvenen insanları kendi dar çıkarlarına değişmek.

Bu insan tiplemesinin değişmesi için başta eğitim olmak üzere, ekonomik ilişkilerin seyri, basının, siyasetin ve nihayetinde toplumdaki hakim havanın rolü çok önemli. Ancak ben bu yazımda bu çok geniş, derin konulara girmektense, ARKADAŞINI SATANLARIN kısa vadeli zaferler kazanabilmekle beraber sonlarının ebedi bir yalnızlık olacağına atıfta bulunmakla yetinmek istiyorum.

Bu vesileyle de bir köşe yazısında okuduğum dostluk ve Arkadaşlık üzerine yazılmış bir hikayeyi sizlerle paylaşmak istiyorum.

'Yolları oldukça uzunmuş, yokuş yukarı gidiyorlarmış, güneş yakıcıymış, ter içinde kalmışlar, susamışlar. Bir dönemecin ardında harika bir mermer kapı görmüşler; kapı, ortasında bir çesme bulunan altın döşeli bir meydana açılıyormuş, çesmeden berrak bir su akıyormuş.

Yolcu kapıdaki bekçiye dönmüş.
-Iyi gunler.
-Iyi gunler, diye yanıt vermis bekci.

-Burası harika bir yer, adı ne?
-Burası cennet.
-Ne iyi, cennete gelmişiz, çünku cok susadık.
-Içeri girip dilediginiz kadar su içebilirsiniz, demis bekçi ve eliyle çeşmeyi göstermiş. Atımla köpeğim de susadılar.

-Kusura bakmayın, demiş bekçi.
-Buraya hayvanlar giremez.

Yolcu cok üzülmüş, cok susamışmış, ama suyu tek başına içmek istemiyormuş.
Bekçiye teşekkür edip yoluna devam etmiş. Epeyce bir süre yamaç yukarı gittikten sonra eski görünümlü küçük bir kapıya varmışlar, kapı iki yanı ağaçlıklı toprak bir yola açılıyormuş.
Ağaçlardan birinin altında, şapkasını alnına indirmiş, uyur gibi yatan bir adam varmış.

-Iyi günler, demiş yolcu
-Adam başını sallamış.
-Atım, köpeğim ve ben çok susadık.
-Şurada taşların arasında bir pınar var, diyen adam eliyle orayı işaret etmis.
-Istediğiniz kadar su içebilirsiniz.
-Yolcu, atı ve köpeği pınara gidip susuzluklarını gidermişler.
Yolcu bekçiye teşekkür etmiş.
Istediğiniz zaman yine gelebilirsiniz, demiş bekçi.

-Buranın adı ne?
-Cennet.
-Cennet mi? Ama mermer kapidaki bekçi bana orasının cennet oldugunu soyledi.
-Orası cennet degil cehennemdi.
Yolcunun aklı karışmış; Sizin adınızı kullanmalarına niye izin veriyorsunuz?

Yanlış bilgi vermeleri büyük karışıklığa neden olur!
-Hiç de degil. Aslında onlar bize büyük bir iyilikte bulunuyorlar. En iyi dostlarına sırt çevirenlerin hepsi orada kalıyor çünkü.

Işte dostunu arkadaşını satanlar,sırtından vuranların Allah katında da yeri yoktur.

saygılarımla