YILIN (YOLUN)SONU GÖRÜNÜYOR!..

Varsın yeni sene geldi diye çoğu insan sevinip dursun..

Dileyen horon tepsin, dileyen sabahlara dek kalkmasın içki masasının başından.

Ne yapılırsa yapılsın hiç kimse bir yıl daha yaşlanıldı gerçeğini değiştiremez….

Bir yıl daha yaşlanmaya sevinmek ha!..

Bu zihniyeti anlayamıyorum, bu gidişle ölene dek anlayamayacağım galiba...

Şimdi gelen yeni 'sene'nin elinde bir şeyler yapma gücü ya da yetkisi olsa "tamam" diyeceğim ama, onunla birlikte yaşanacak günlerde neler olacağını ne o bilir, ne de onun simgesi olan takvim yaprakları!..

Şöyle bir geçen senenin içine bakalım, onca felaket yaşandı, onca sevdiklerimizi toprağa verdik. Peki bunlar için mi 2010'un bittiği gün sevindik, horon teptik, dansözlere göbek attırdık?..

2012'de bizim için meçhul!..

Bu yeni gelen yıl ile neler yaşanacağını hiç kimse bilemez.

Dileğimiz güzelliklerin sergilenmesi, trafik kazalarının,depremlerin,sellerin olmaması…

Ve bir de geçen yılın muhasebesinin yapılması...

Gerçi tüccar, esnaf sayım yapar, geçen yılın kar zarar bilançosunu çıkarır, yeni gelen yıl için planlarını, projelerin belirler ama, insanlar maddenin dışındaki varlıklarının da muhasebesini yapmak durumundadırlar. İyilik namına, güzellik adına, topluma, ailesine, yakınlarına ve özellikle kendisine nasıl yararlı olduğunu/olamadığını düşünmek ve manevi yaşantısına da çeki düzen vermek durumundadırlar.

Her şeyin maddeden ibaret olmadığının anlaşılması gerekir!..

Hayat sadece yemekten, içmekten ve diğer nefsanî arzularını yerine getirmekten ibaret değildir.

İnsanı "İnsan" yapan değerlerin nasıl algılandığı, yaşama nasıl geçirildiği, üzerinde önemle ve ısrarla durulması gereken bir konudur..

Mevlana Celaleddin'i Rumi'nin şu meşhur sözünü her vesile ile tekrarlarım: "Ey oğul!.. Ne zamana kadar mutfakla tuvalet arasında gidip geleceksin?"

Bu sözüyle o gönül sultanı; insana, insanlığını hatırlatır, insan olmasının gereğini bildirir.

2011 yılının son günlerini yaşıyoruz. Sohbetimizin başlığını da bir türkü sözünden esinlenerek. "Yılın sonu görünüyor" diye yazdık.

Aslında doğrusu yolun sonu demek elbette ki yılın son demek değildir, fakat uyarıya dikkat çekmek içindir bu sözler. Sonuna doğru geldiğimiz bu yılın her günü, insanı yolun sonuna doğru götürüyor da insan bunu görmüyor, görünce de türküleştirip "yolun sonu görünüyor" diyor.

İşte bu biten yılın "son" günlerinde hatırlamak gerekir ki, her yolun bir sonu vardır, tıpkı her yılın bir sonu olduğu gibi.

Her adımı, yani her günü sona doğru giden, götüren bu zaman biriminin birinin bitip, diğerinin başlangıcında bu denli sevinmek niye?.

Bir yıl daha kocamış olmanın hüznü yüreğime çöktü bu günlerde.

Nasıl hüzünlenmeyeyim ki, göz açıp kapayıncaya kadar tükeniyor 365 gün ve böylesine hızla adımlarla yürümüyorum yolun sonuna doğru!..

Selam ve dua ile.