En büyük eksikliğimiz ne gelmeyen yatırımlar, ne de başka illerden imrendiğimiz yollar, En büyük eksikliğimiz eğitim. Ancak 4+4+4 eğitimi gibi bir eğitim değil;
Bu İnsanlık eğitimi. Adam gibi adam derler ya hani.
İşte o adam gibi adamları yetiştirmek için gerekli olan eğitimden söz ediyorum. Kimsenin kimseye saygısı sevgisi ve daha önemlisi ve vahimi tahammülü kalmamış. Herkes, her an patlama noktasında. Herkes her şeyin doğrusunu bildiği için, her şey de onun oluyor. Yani babasının malı gibi kullanıyor ve buna da yetkililer ağzını açarak izliyor.
Kaldırımlar, yollar… şehrin gelişmişliğinin göstergesidir. Biliyorsunuz engelli yasasıyla birlikte tüm kaldırımlar değişiyor, Evet kaldırımlar değişti ancak kaldırımdakilerin zihniyetsizlikleri değişmedi.
Kaldırımı babasının malı gibi kullanan zihniyetsizler aynı şekilde kaldırımın bir adım ötesini de babasının malı gibi otopark olarak kendine ayırarak kullanıyor. Kaldırıma koyduğu tabela ile dükkanının tanıtımını yapan ve daha çok müşteriyi dükkanına çekmeyi düşünen adam; kaldırımdan geçenin, (geçemeyenin daha doğrusu) neler düşündüğünü yada neler dillendirdiğini düşünemiyor. Yetmiyor, mal gelecek ya dükkana kaldırıma kenarına bir iki eşya koyarak kapatıyor gelecek araca park yeri için, yada kendi arabası için. Sen park etmek istediğinde çırak fırlıyor abi oraya araba gelecek sen ileriye alıver diye. Buda yetmeyince esnafımız çareyi babasının malı olan yola duba çakıyor kimse park etmesin diye.
Kaldırıma taşan satış anlayışı, kaldırımdan geçemeyen adamın anlayışını hiçe sayması ayrı bir olay zaten.
Dikkat ettiniz mi bilmiyorum ama kaldırımlarda ki işgallere o kadar alıştık ki artık gündelik yaşantımızın bir parçası oldular. Kaldırımlarda ki o parçalar olmadığı zaman eksikliğini hissediyoruz dün burada bir şey vardı diye.
Bunların hepsi eğitimden geçiyor. Verilmeyen eğitimden, bozulan toplum yapısından kaynaklanıyor.
Selam ve Dua ile