Öncelikle bir hususun altını çizip daha doğrusu bir tespit yaptıktan sonra yazıma başlamak istiyorum. Milletçe hepimiz öyle bir hal almışızki, fanatikçe bir tavırla olaylara, sözlere, icraatlara vs şeylerin hepsine yanlış- doğru, haklı- haksız demeden karşı çıkıyor ya da destekliyoruz. Tabi ki iyi yapmıyoruz.

İkinci bir hususta şudur; baştan belirteyim, benim hiçbir siyasi partiyle, hiçbir cemaatle ya da hiçbir kuruluşla yasal ya da gönül bağım yoktur. Elbette bir dünya görüşüm vardır ve onunla da iftihar ederim..

Şimdi esas değinmek istediğim konuya gelirsek; geçenlerde sayın cumhurbaşkanı özetle 'anneliği, iş, kariyer vs gibi sebeplerden dolayı reddeden kadın yarımdır' dedi ve yine bir gurup ayağa kalktı itiraz, gösteri, protesto vs gibi eylemler yapıldı. Yine aynı gurubun dünya görüşündeki bir gurup kadın kuruluşu ve kadınlar insanlıktan, özgürlükten falan dem vurdular. Çok kötü bir hastalığımızı da yine nüksettirdiler. Oda şuydu konuşurken tüm kadınlar adına konuştular ama meydanlarda nedense Anadoluyu, Karadeniz i, hatta batıyı yani İstanbulu, Bursayı, Marmarayı temsil eden kadın(lar)da yoktu.

Annelik tüm ilahi dinlerde, kutsaldır. İslamiyette, 'anne babaya öf bile demek yasaklanmış' (isra-23) ve 'cenneti anaların ayakları altına sermiştir' (sahihi-buhari) hiristiyanlıkta; Çocuklar Rabden gelen birer armağandır (Mezmur 127:3-5). Titus 2:4de, annelerin çocuklarını sevmeleriyle alakalı olarak Grekçe philoteknos sözcüğü yer alır. Bu sözcük, özel bir 'anne sevgisi'ni temsil eder. Bu sözcüğün altında, çocuklarımıza bakmak, onları büyütmek, onları sevgiyle kucaklamak, onların ihtiyaçlarını karşılamak ve her birini Tanrının elinden eşsiz bir armağan olarak görüp onunla şefkatle dost olmak düşüncesi yatar. (http://www.gotquestions.org/Turkce/Hristiyan-anne.html ) yahudilik zaten anneyi babadan üst almıştır öyleki; soyun devamında anneyi esas alır.

Şimdi bu anne olmak istemeyen bayanlar diyebilirler ki, biz dinle ilgilenmiyoruz 'çağdaşız biz' o zaman başka kanaldan anlatalım; 'Kadının en büyük vazifesi, analıktır.' (Mustafa Kemal Atatürk)

'Türk milleti öyle analara sahiptir ki her devrin büyük adamlarını böyle analar yetiştirmiştir.' (Mustafa Kemal Atatürk)

'Hiç kimse kollarında bir çocuk tutan anne kadar muhterem ve birkaç çocuk arasındaki bir anne kadar, saygı değer değildir.' (Wolfgang Van Goethe)'Bir kadın, anne olana kadar çocuktur.' (A. Strındberg) http://www.incesoz.com/anne-ile-ilgili-sozler/

İllaki bir şeylerle meşgul olacağız diyorsanız bakın size büyük çoğunluk hem cinsleriniz inde size destek vereceği toplumsal ve insani bir konu söyleyeyim. Bugünlerde bir tv kanalında meşhur bir yarışma var. Bu yarışmada hasbel kader anne olmuş bir hem cinsiniz yarışıyor. Bir yaşında çocuğunu bırakmış bu yarışmaya katılmış. Birkaç bölümüne baktım tiksindim resmen. Bunu protesto edin bence.

Gerçekten bu nasıl bir ruh halidir ve bu nasıl bir toplum yozlaşmasıdır. Tepki buna verilmeli bence o yavrunun ne günahı var, anne şefkatinden mahrum kalmaya? O çocuğa hiçte örnek bir anne karakteri çizmiyor o bayan. Nerde kadın kuruluşları? hani 10 yaşında çocuğa bile kuran eğitimi verilmesini reddeden 'toplum terbiyecileri' bir yarışma için hangi anne bir yaşındaki çocuğunu bırakabilir. Bir erkek olarak bile kavrayamıyorum!

Evet, Cumhurbaşkanı da olsa eleştirelim. Haksız bulduğumuz şeylerde, yanlışını gördüğümüzde doğal olarak tepkimizi göstereceğiz, gösterinde bu en tabii hakkım(n)ızdır. Ama sırf söyleyeni sevmediğimizden saçmalamayalım. Bütün dünyanın, ya da en azından ezici çoğunluğun kabul ettiği değerlere karşı çıkmayalım. Çıkarsak ne olur? Hiç ne olacak kendimiz söyler kendimiz dinleriz sesimizi yanı başımızdakilere bile duyuramayız. İspatımı? İşte o hep yerden yere vurduğunuz eleştirirken kendinizi kaybettiğiniz Recep Tayyip Erdoğan on beş yıldır yüzde ellilerle iktidardan inmiyor. eleştiri adına da kendimizi kaybetmeyelim vesselam.

Selam ve duayla

[email protected] [email protected]