Türkiye Büyük Millet Meclisinden geçen ve Cumhurbaşkanın onayını bekleyen anayasa değişikliği 339 oyla kabul edildiği için Nisan ayında Türk halkının referandumuna sunulacak. Bu sistem değişikliği ile mevcut sistemi ile farkı. Halkın çoğunluğu ile iktidara gelmesidir. Bu siyasi partiler sistemine göre yüzde 35 ile milletvekillerinin yüzde 55ni alabiliyorsunuz. Cumhurbaşkanlığı sisteminde yüzde 51 alan Cumhurbaşkanı seçilebiliyor. 5 yıl boyunca hükümetin değiştirilmesi ve düşürülesi mümkün değil. Ülkenin istikrarı açısından önemli. MHP Kurucusu Alparslan Türkeş, Milli Görüşün lideri ve kurucusu Necmettin Erbakan, eski Cumhurbaşkanları Turgut özal ve Süleyman Demirel ile Büyük Birlik Partisi kurucusu Muhsin Yazıcıoğlu gibi siyaset adamları Başkanlık sistemini önemi ile ilgili açıklama yapmışlardı.

8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal, sistem değişikliğini savunan isimler arasındaydı. Özal, gazeteci merhum Mehmet Ali Birand'ın 32. Gün programında konuya ilişkin, şu değerlendirmelerde bulunmuştu: "Hayır, bugün bir denetim yok. Ben tam aksini iddia ediyorum. Neden? Çünkü hükümet koalisyon da olsa tek parti hükümeti de olsa Meclise hakim oluyor. Meclisten hiçbir araştırmayı veya şeyi geçirtmeyebilir isterse. Çok rahatlıkla. Halbuki başkanlık sisteminde kuvvetler ayrımı var, kesin olarak. Karşılıklı bir denge vardır. Cumhurbaşkanının kuvveti vardır, icra olarak, icra odur. Buna mukabil meclisin de yetkileri vardır. Meclis bu sefer tam kontrol yetkisini yapar."

9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel de 2006 yılında katıldığı bir konferansta temsili sistemin işlemediğini vurgulamıştı.

Konferansta "başkanlık Sistemi'nin olması gerektiğini belirten Demirel, kendisine yöneltilen "İçinizde ukde olarak kalan hizmetler nelerdir?" sorusuna, şu sözlerle yanıt vermişti:

"Benim içimde kalan ukdeler... İsterdim ki siyaseten Türkiye, cumhurbaşkanını seçsin. Ben isterdim ki Türkiye dar bölge seçimine gitsin. Neden dar bölge seçimine gitsin? Çünkü İstanbul'un 70 tane milletvekili var, kaç tanesini tanıyorsunuz? Halktan kopuk bir Cumhuriyet olmaz. Sistem işlemiyor, temsili sistem işlemiyor. Ben isterdim ki bunu yapabilelim, yapamadık. Ben aslında isterdim ki Türkiye'de başkanlık sistemini yapalım. İçimde ukdedir yapamadık. Çünkü devlet büyük, ülke büyük, halk çok dinamik. Biz bu ülkeyi idare edemiyoruz. Ülkeyi idare edememe gelip giden hükümetlerin kusuru da olabilir, içinde vardır ama genelde sistemde değişiklik yapmamız lazım.''

Eski başbakanlardan merhum Necmettin Erbakan'ın genel başkanı olduğu Milli Nizam Partisi (MNP) ve Milli Selamet Partisi'nin (MSP) programlarında başkanlık sistemine yer verilmişti.

Devletin Şekli: Milletimizin gaye edindiği büyük maddi ve manevi kalkınma hareketlerinde gereken süratin sağlanması için, devlet mekanizmasının ve teşrii organların milli azim, irade ve sürati tecelli ettirecek vasıfta olması şarttır. Devlet ve hükümet yönetiminin ağır işlemesi ve millet arzu ve iradesinden uzaklaşarak milletin kalkınma şevk ve azmini kıracak durumlara düşmesi bugüne kadar geçen kalkınma çabalarını randımansız bırakan sebeplerdendir. Devlet başkanlığı olan cumhurbaşkanlığı ile hükümet başkanlığı olan başbakanlık birleştirilecek, icraya kuvvet, sürat ve müessiriyet sağlanacaktır. Başkanı tek dereceli olarak millet seçecektir. Böylece millet devlet kaynaşması ve bütünleşmesi kendiliğinden doğacak ve cumhurbaşkanı seçimi mevzusunda rejimimizi yıpratan iç ve dış spekülasyonlara imkan kalmayacaktır."

Eski MHP Genel Başkanı merhum Alparslan Türkeş, sistem değişikliğine ilişkin görüşlerine 1979 yılında yayımlanan "Temel Görüşler" adlı kitabında yer vermişti.Türkeş, kitabın, "Güçlü İktidar Güçlü İrade, Tek Başkan Tek Meclis Sistemi" başlıklı bölümünde, şu ifadeleri kullanmıştı: "Milliyetçi Hareket, tek başkan, tek meclis sistemini savunur. Çağımız kuvvetli, adil ve hızlı icra çağıdır. Türk milleti, dünya imparatorlukları kurduğu devirlerde kuvvetli, adil ve hızlı icra sistemini uygulamıştır, kuvvetli ve hızlı icra, icra gücünün tek elde toplanmasıyla mümkündür. Bunun için tarih ve töremize uygun olarak başkanlık sistemini savunuyoruz. İcrayı, cumhurbaşkanlığı ve başbakanlık olarak ikiye bölemeyiz. Her konuda bütünleşmeci olduğumuza göre, icranın başında da bütünleşmeci olmalıyız. Türk tarih felsefesi ve tarihinde icra organı hiçbir zaman bölünmemiş, yani tek bir başkan tarafından yürütülmüştür. Milliyetçi Türkiye'de de demokratik milli cumhuriyet ilkesi içinde başkan, Türk milletinin yürütme organının tek başı olacaktır. Tek başkan sistemine uygun olarak yasama organı yönünden de tek meclis sistemini savunuyoruz. Avrupa krallık veya federal devlet rejimlerinin bir mirası olan senatonun, millet meclisi yanında yasama işlerini geciktirici bir hüviyet taşıması dolayısıyla kaldırılmasını istiyoruz."

Yazıcıoğlu, sistem değişikliğine ilişkin, şunları kaydetmişti:Parlamenter sisteme göre cumhurbaşkanının yetkileri çok fazla. Başkanlık sistemine göre yetkileri çok az. Bunu da yerli yerine oturtmak gerekiyor. Tercih yapılmalı. Başkanlık sistemi mi, parlamenter sistem mi? Biz başkanlık sistemini savunuyoruz."

Bu sistemi Amerika, Avrupa ve emperyalistler benimsemiyorlarsa demekki bu sistem doğrudur. Eksiklikler giderilir ancak ülkenin geleceği için bu sistemin kısa zamanda hayata geçirilmesi gerekir.Bu sistemde milletvekilleri artık kanun yapmak için uğraş verecekler.