Altun, CİMER’in sadece bir iletişim platformu olmadığını, milletin sesini duyurma ve hak arama süreçlerinde etkin bir rol oynadığını belirtti. CİMER’in güncel teknolojilerle sürekli yenilendiğini ve milletin ihtiyaçlarına göre kapsamının genişletildiğini ifade etti. Ayrıca, CİMER’in, kamu politikalarında referans alınan bir kaynak haline geldiğini ve katılımcı demokrasinin önemli bir unsuru olarak bilgi edinme ve hak arama süreçlerinde önemli bir araç olduğunu söyledi. Altun, "Yasadışı olay ve oluşumlara karşı kamu vicdanının aktığı bir mecra haline gelmiştir" diyerek CİMER’in toplumsal vicdanı koruma işlevine de dikkat çekti.
Fahrettin Altun, CİMER'i, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın milletiyle yürüyüşünün bir yansıması olarak gördüklerini belirtti. Ayrıca, 11. yüzyılda yazılan Siyasetname adlı eserden alıntı yaparak, devlet adamlarının halkıyla birlik içinde olması gerektiğini ifade etti ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın siyaset anlayışının bu geleneğe dayandığını vurguladı. Altun, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın siyaset anlayışının, "Biz bu millete efendi olmaya değil, hizmetkâr olmaya geldik" düsturundan yükseldiğini belirtti.
Altun, CİMER’in hikâyesinin, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı döneminde başlattığı Beyaz Masa uygulamasına kadar dayandığını söyledi. 1994 yılında Beyaz Masa ile İstanbulluların şikâyet ve önerilerini doğrudan iletebilmesi sağlanmış, ardından 2003’te başbakanlık dönemiyle birlikte "millete hizmet" anlayışı tüm Türkiye’ye yayılmıştı.