Hiç şüphe yok ki hükümetin yapmış olduğu tüm projelerden; hızlı tren, Marmarayda dahil hepsinden daha kıymetli daha anlamlı ve en ivedilikle insanimiz için lazım bir proje "Çözüm Sureci"...
Dilimizde de yer yaptığı gibi adına "Barış ve Kardeşlik Projesi" dediğimiz içimizdeki ayrılık ve nifak tohumlarını bitirecek projenin aşama aşama uygulamaya geçmesinin adı " Çözüm Sureci" olarak karsımıza çıkıyor...
Tekrar yeniden kucaklaşmanın, çocuğuma ne oldu endişesi duymadan yasamanın, sosyal hayatta halklar arasında zaten olmayan ama birileri tarafından sürekli olması istenen ayrımcılığın olmayacağı ve kimsenin kullanmasına da müsaade edilmeyeceği bir sürecin adi " Çözüm Sureci"...
Yüzyılın projesi diyebileceğimiz hassasiyette , toplumumuz için hayati olan bu projenin süreklilik arz etmesi hem devletin hem de muhataplarının samimi ve fedakar tavırlarına bağlıdır ve bu böyle de olmak zorundadır. Bizim ağıtlarımızı sevenlere, ölümlerimizi sevenlere karsı buna mecburuz ve gayet hassas olmak zorundayız. Sürecin provoke edilmemesi, boşa çıkmaması için gereken duyarlılık ve önem tüm halklar tarafından gösterilmelidir. Konunun muhatabı aslında halklar olmalıdır ki akil adamlar ve diğer sivil toplum örgütleri bu görevi yapmaya çalışıyorlar; süreci yanlış yönlendiren taraf kim ise uyaran yine halk olabilmelidir. Netice olarak süreci halklar adına yürütenlerin duyarsız davranma gibi lüksü olamaz ve olmamalıdır. Süreç çok hassas ve esnektir ki her şey iyi veya kötü her tarafa çekilebileceği için devamlı yapıcı ve olumlu düşünülmelidir. Hiç bir kelime veya hiç bir sıfat bir zümrenin veya belli insanların tapulu mali olmadığı gibi üzerine yapışmış da değildir. İyi veya kötü tüm sıfatlar veya vasıflar taşıyanlar tarafından hayatin içinde ve üzerlerinde görünür olmalı ve süreklilik arz etmelidir. Aksi takdirde halkçıyım derken ırkçı, barış ve kardeşlik istiyorum derken savaş, kargaşa ve kaos tellallığı yapıyor olmak gayet tabii mümkündür.
Ülkemizi seviyorsak ve ülkenin en batısındaki bir anne veya çocuğun ağıtıyla ülkenin en doğusundaki bir anne veya çocuğun ağıtı yüreğimizi ayni şekilde yaralıyorsa ki öyle olmalı herkes bu sürecin devamı konusunda çok samimi, kardeşane ve hassas olmalıdır. Unutmamalıdır ki meseleye en uç seviyelerden bakanlar için bile bu proje bir hesaplaşma ve üstünlük kurma projesi değil bir kucaklaşma ve ayni ufka bakabilme projesidir...