15 Temmuz darbe girişimi sonrasında ortaya çıkan rakamlar yıllardan beri Devlet Memurluğu Sınavlarında dönen torpil ve adam kayırmacılığının büyüklüğünü gözler önüne sermiştir.
Devlet memurluğuna alınırken bilgi, liyakat ve özel yeteneklerin göz önünde bulundurulması gerekirken “kart hamili yakinimdir” uygulaması devreye girmiş ve binlerce gencin hakkına tecavüz edilmiştir. Üstelik bunu yapanlar taktıkları Müslüman maskesi arkasında bu melaneti çevirmişlerdir. Yıllarca yazıldı, çizildi, konuşuldu; sınav soruları çalınıyor, ablalar, ağabeyler cevap anahtarlarını dağıtıyor vs. tabi şimdi bunları yeniden burada yazmanın bir anlamı yok ama genel bir durum değerlendirmesi yapmakta elzem hale gelmiştir.
Bir kere şu belirtmekte fayda görüyorum ki; FETÖ olayı asla sürpriz değildi, FETÖ yıllardan beri ülke genelinde dilediği gibi at oynatırken, kadrolaşırken, zenginleşirken, nüfuzunu artırırken bu tehlikeyi gören ve sürekli olarak AKP hükümetini uyaran bir kesim vardı, evet ülkücülerden bahsediyorum. 2010 yılı Eylül ayında Dönemin Ülkü Ocakları Genel Başkanı Harun ÖZTÜRK imzasıyla yayınlanan “Ekrem Dumanlıya Açık Mektup” başlıklı makale dikkate alınmış olsaydı, MHP Genel Başkanı Dr.Devlet BAHÇELİnin “Okyanus Ötesinden Ülke Yönetimine Müdahale Ediliyor” uyarıları dikkate alınmış olsaydı bugün belki de FETÖ olayı bu aşamaya gelmeden önü kesilmiş tabir yerindeyse yılanın başı küçükken ezilmiş olacaktı.
FETÖnün kamudaki bu kadrolaşmasının “kopya”dan sonraki en büyük sebebi mülakat sınavlarıdır.
Torpil ve adam kayırmacılığının önüne geçmek amacıyla 1999da 56. Hükümet tarafından DMS adıyla çıkarılan ardından 57. Hükümet tarafından KPSS adıyla geliştirilen sınav sistemi 2002 yılına kadar muazzam bir şekilde işlemiş, özel yetenek gereken kadrolar dışında atamalarda sadece merkezi sınavdan alınan nota bakılmış ve mülakat yapılmamıştır.
Ancak 2002 yılından sonra önce birkaç sonra bir çok kurumda merkezi sınav notu ve mülakat notu esas alınmıştır. Mülakat sayesinde FETÖ kadrolaşma konusunda zirve yapmıştır. Bugün açığa alınan memurların sayısına bakılınca (ki bunların içinde suçsuzluğu ispatlanarak geriye dönecek olanları tenzih ediyorum) ne demek istediğim anlaşılacaktır.
Şimdi 15 Temmuz sonrası yaşananlardan ders almamışız gibi, bu sefer öğretmen alımlarında da mülakat şartı getiriliyor. Ben kendim girdiğim çeşitli mülakat sınavlarında muhatap kaldığım soruları ve verdiğim cevapları 20-25 yıl geçtiği halde unutmadım.
Özel yetenek gerektiren pozisyonlar haricindeki devlet memurluklarına atamalar mutlaka ama mutlaka KPSS puanlarına göre merkezi yerleştirme ile yapılmalıdır. Mülakat yapılmamalıdır. Mülakat bir hatadır. Bu hatada ısrar edilirse belki bu sınavda değilse bile ileride yapılacak olan sınavlarda yine kartvizitler devreye girecek, yine kadrolaşmalar başlayacaktır. Devlet kademeleri FETÖden temizlenirken yeni virüslere maruz kalmasın!