Küresel emperyalist çetelerin devlet görünümlü üyelerinin destek verdiği BOP’un (Büyük Ortadoğu Projesi) uygulanmaya başladığından beri Ortadoğuda Müslüman kanı akmaya hiç durmaksızın devam ediyor.
Müslüman ülkelerde iç karışıklık çıkarmak üzere özel olarak yetiştirip gönderdikleri ajanlar sayesinde etnik ayrımcılık, mezhep ayrımcılığı ve siyasi görüş ayrılıklarından kaynaklı oluşumlara verdikleri lojistik destek ile kutuplaştırdıkları kesimlere silah yardımı yaparak, hatta profesyonel askerleri vasıtasıyla bu oluşumlar adınaymış gibi terör eylemleri yaparak ülkeleri karıştıran emperyalistler artık İslam alemi için büyük tehlike haline gelmiştir.
Daha önce Mısır, Libya, Yemen, Irak gibi ülkelerde sahnelenen bu kanlı oyun son 5 yıldan beri komşumuz Suriye’de Müslüman kanı akıtmaya, Müslüman canı almaya devam ediyor.
Suriye’nin karışmasından sonra peydah olan onlarca terör örgütü ellerindeki yüklü miktarda mühimmatla ağababalarının istekleri doğrultusunda eylemlerine devam ediyorlar.
Suriye’de ilk kanın akmasının ardından Türk milleti ve devleti tarihi misyonu gereği mazlumun yanında olmuş, 4 milyona yakın Suriyeliyi kanatları altına alarak Türkiye’ye getirmiştir. Diğer İslam ülkelerinin üç maymunu oynadıkları bir zamanda 2017 Nisan rakamlarıyla 30 milyar dolar para harcayarak bize sığınan Suriyelilerin giyim, gıda, barınma gibi ihtiyaçlarını en iyi şekilde karşılamıştır.
Devletimiz büyüklüğünü ve gücünü bu şekilde sergilerken asil Türk milleti de boş durmamış binlerce tır dolusu yardım malzemesi toplayarak cömertlik ve yardımseverlikte öncü olduğunu göstermiştir.
Maalesef İslam ülkelerinin bir çoğu bu olaylara karşı halen kör ve sağır konumunu muhafaza etmektedir. Suriye’ye İslam adaletini götüren kahraman mehmetçiğin orada bulunmasını bile hazmedemeyen içine sindiremeyen gafil/hain ülkeler aleyhimizde açıklamalar yapmaktadır.
Sınırımıza yakın yerlerden atılan roketler camide ibadet eden vatandaşlarımızın, evinde uyuyan bebeklerimizin canını almaya devam ediyor.
“Her milletin ordusu vardır, fakat milleti ordu olan tek devlet Türkiye Cumhuriyetidir.” İşte bugün Suriye’ye adalet götüren ordumuzun yapması gereken, sınır boyunca 50 km. derinliğinde bir hat oluşturup, bu bölgedeki bilimum terör örgütlerini “kovarak değil, yok ederek” bir tampon bölge oluşturmaktır.
50 km. derinliğindeki bu tampon bölgede gerekli alt yapıyı tamamladıktan sonra ülkemizde bulunan Suriyelileri kademeli olarak bu bölgeye taşımak artık kaçınılmaz bir hal almıştır. Suriye tarafındaki dış güvenliğini Özgür Suriye Ordusunun sağlayacağı tampon bölge hem Türkiye sınırındaki yerleşim birimlerimiz emniyete alınmış olacak hem de terör örgütlerinden arınmış olan Suriye rahat bir nefes almış olacaktır.
Unutmayalım ki; bizim Suriye’de yok edeceğimiz terör örgütleri sahibinin sesi köpekler olduğu için onları susturunca arkalarındaki emperyalistlerin de sesi kesilecektir.
İmam Hüseyin SAVAŞ