Biliyorum, bu hikâyeyi çok duymuşsunuzdur. Yine de tekrar etmekte yarar var. 
Son günlerde ülkece yaşadığımız olaylara atfedilince bakın güncelliğini hiç kaybetmemiş olduğunu siz de göreceksiniz. 

Padişah, halkına duyuru yapar. Bu gece, sarayın bahçesindeki havuza herkes bir kova süt getirip dökecek! Dökmeyene ceza kesilecek!

Halk, telaşla süt sağıp kovalarını doldurmaya başlar. 

Gece karanlığı çökünce ortalık mahşer alanına döner. Herkes kovasını alıp sarayın bahçesindeki havuza dökmeye koyulur. 

Adamın biri de kendince plan düşünmüştür; "padişahın havuzuna süt götüreceğime bir kova su döküp gelirim. Gecenin karanlığında kovadakinin ne olduğunu kimse görmez. Hem o kadar süt içerisinde benim dökeceğim suyun da farkına bile varamazlar."

O gece, düşündüğünü de uygulamıştır.

Sabah olup da padişah, havuzun durumunu kontrole gidince gördüğü manzara karşısında şok olur. 
Havuz ağzına kadar doludur dolu olmasına ama sütle değil suyla!

O gece, halkın tamamı o adamla aynı şeyi düşünmüştür.

Şimdi bu olayı son günlerde ülkece yaşadığımız duruma yorumlayalım. 

Yastık altında az miktarda dövizi olanlar diyor ki: aman!.. benim bozacağım 100 - 200 dolarla mı ülke kurtulacak. 

İşte herkes böyle düşünürse öncelikle zaten havuz dolmaz; dolsa bile süt yerine suyla dolar!

Olay bu! Hepimiz elimizi taşın altına koymalıyız.

Herkes şahsi menfaatini ön planda tutarsa hiçbir yere varamayız. 

Bilmem anlatabildim mi?

Allah’a emanet olun. Saygılarımla.