İnsanlar genellikle sağlık sorunlarına dikkat etmeden önce belirtilerin geçici olduğunu düşünme eğilimindedir. Ancak, ciltteki kuruluk ve kaşıntı sadece dış etkenlerden kaynaklanmayabilir; böbrek hastalıkları da bu tür belirtilere neden olabilir. Kronik böbrek hastalığı, vücutta toksik maddelerin birikmesine yol açarak ciltte kuruluğa sebep olabilir. Eğer bu kuruluk sürekli hale gelirse, yalnızca mevsimsel faktörler veya beslenme eksikliklerine odaklanmak yetersiz olabilir.
Türk Böbrek Vakfı Yönetim Kurulu üyesi Prof. Dr. Aydın Türkmen, kronik böbrek yetersizliği ve son dönem böbrek yetersizliğinde ciltte kuruluk ve kaşıntının sık görülen sorunlar arasında olduğunu belirtiyor. Böbrek hastalıklarının sinsi şekilde ilerlediğini ve erken dönemde belirti vermediğini vurgulayan Türk Böbrek Vakfı Timur Erk, ciltteki kuruluğun önemli bir uyarı sinyali olabileceğini ve erken teşhisin böbrek hastalıklarının ilerlemesini durdurabileceğini ifade ediyor.
Böbrek hastalarında kaşıntıya neden olan faktörler arasında, kalsiyum ve fosfor metabolizmasındaki bozukluklar, paratroid hormonunun aşırı yükselmesi, kuru cilt ve terlemenin azalması gibi durumlar yer alıyor. Ayrıca, diyabet ve karaciğer hastalıkları da kaşıntıya neden olabilir. Diyalize giren hastalarda, yeterli etkinlikte diyaliz yapılmaması da şiddetli kaşıntıya yol açabilir.
Böbrek hastalığına bağlı kaşıntıların tedavisi, vücutta biriken toksik maddelerin düzeyinin düşürülmesi ile mümkündür. Tedavi sürecinde kan fosfor ve parat hormon düzeylerinin normale getirilmesi sağlanır. Diyaliz tedavisi gören hastalar için ise, en etkin şekilde diyaliz yapılması önemlidir. Ayrıca, topikal tedaviler, nemlendiriciler ve fototerapi gibi yöntemler kullanılabilir. İleri evre böbrek hastalığı ile ilişkili kaşıntının en kesin tedavisi ise böbrek nakli yapılmasıdır.