Keşkinbıcak,Mesleğimiz öncelikle Hijyen isteyen bir meslek ve insanlarla birebir diyaloga girdiğiniz için kolay bir meslek değildir. Başka bir yönden de nankör bir meslektir çünkü müşteri memnuniyeti söz konusu, elimizden geldiğince müşterileri memnun etmeye çalışıyoruz,
Tabi ki geçmişe yönelik bakarsak gerek teknoloji olsun gerek de malzeme olarak baya bir gelişme oldu. Bizim çıraklık zamanımızda kablolu makineler vardı, öte yandan el ile çalışan makineler vardı ama şimdi teknoloji ilerledi ve her türlü makine var, her çeşidi olan jiletler, makineler var. Her şey gelişiyor evet ama hak olarak hakkımızı alamıyoruz,
Şimdi meslek yönünden sadece berberler değil bütün ustalar ve esnaflar çırak bulamıyorlar çünkü insanlar sürekli çocuklarını okula gönderdikleri için çırak yetişmiyor ve okuyan insan da bir yere varamıyor. Meslek dediğimizde büyüklerimiz bize insanın bir altın bileziği olmalı derlerdi çünkü altın bilezik aç bırakmaz insanı, eskiden memurlar esnafları kefil gösterirlerdi neden?
Eski zamanlardan bahsedersek eğer insanlar o zaman bu kadar bakımlı değillerdi, gün geçtikçe ortam değişiyor ve şehrimiz gelişmiş durumda, üniversite geldi birçok şeyi değiştirdi ve artık insanlarımız batıyı kendilerine örnek alıyorlar, giyim ve tıraş şekilleri olarak kendilerini değiştiriyorlar. İ
SİZİ TANIYABİLİRMİYİZ?
Ben Yunus KESKİNBIÇAK Şanlıurfa’da erkek kuaförüyüm.
MESLEĞİNİZ HAKKINDA BİLGİ VERİRMİSİNİZ?
Mesleğimiz öncelikle Hijyen isteyen bir meslek ve insanlarla birebir diyaloga girdiğiniz için kolay bir meslek değildir. Başka bir yönden de nankör bir meslektir çünkü müşteri memnuniyeti söz konusu, elimizden geldiğince müşterileri memnun etmeye çalışıyoruz, insanoğlu olduğumuz için ufak bir hata da müşteri bu durumdan rahatsız olup bir daha tıraş olmaya gelemeyebiliyor. Hem güzel bir meslek hem de herkesin yapabileceği bir meslek değil, demek istediğim özen isteyen bir meslek ve Şanlıurfa tabiri ile ‘Hulh’ isteyen bir meslektir. Bazen kuaförler müşterilerin dert ortağı olurlar ve müşterinin bütün dertlerini dinlerler, çileli bir meslektir o yüzden biz de bu mesleğe baş koyduk ve 26 yıldır bu işi yapıyoruz.
MESLEĞİNİZİ ESKİ YILLARLA KARŞILAŞTIRACAK OLURSAK NELER SÖYLEMEK İSTERSİNİZ?
Tabi ki geçmişe yönelik bakarsak gerek teknoloji olsun gerek de malzeme olarak baya bir gelişme oldu. Bizim çıraklık zamanımızda kablolu makineler vardı, öte yandan el ile çalışan makineler vardı ama şimdi teknoloji ilerledi ve her türlü makine var, her çeşidi olan jiletler, makineler var. Her şey gelişiyor evet ama hak olarak hakkımızı alamıyoruz, biz bu durumdan muzdaribiz ve bakıldığı zaman bu meslek gerçekten de kolay bir meslek değil. Bir müşteriyi memnun bıraktıktan sonra gerek ki o müşteri de ustayı memnun bırakmalı, bizim bu yönde şikâyetlerimiz var ama o da pek nadir müşterilerimizde oluyor. Kıyaslama piyasa da farklı bir rekabet olarak da gerçekleşiyor, şimdi 1 – 2 yıl kalfalık ve çıraklık yapanlar dükkân açıyorlar, şuan işi bilen ile bilmeyen birbirine karıştı, önemli olan burada esnaf olabilmektir tıraş etmek değildir, demek istediğim müşteriyle nasıl konuşulur, nasıl davranılır bunlar önemli. Tıraş etmeye bakılırsa şimdi eğitimi çıkmış isteyen gidip eğitimini alıp tıraş edebiliyor, önemli olan esnaf olmaktır berber çok olabilir ama esnaf az.
MESLEĞİNİZDE ÇIRAK BULABİLİYORMUSUNUZ?
Hepimizin bildiği bir laf var diyor ki benim bulduğum beni beğenmiyor, beni bulanı da ben beğenmiyorum. Şimdi meslek yönünden sadece berberler değil bütün ustalar ve esnaflar çırak bulamıyorlar çünkü insanlar sürekli çocuklarını okula gönderdikleri için çırak yetişmiyor ve okuyan insan da bir yere varamıyor. Meslek dediğimizde büyüklerimiz bize insanın bir altın bileziği olmalı derlerdi çünkü altın bilezik aç bırakmaz insanı, eskiden memurlar esnafları kefil gösterirlerdi neden? Çünkü esnafın bir kalitesi vardı, ağırlığı vardı. Eskiden büyüklerimiz bizi işe koyarken ustalarımıza al eti senin kemiği benim derlerdi, tabi söz gelişi öyle söylerlerdi hani demek istedikleri al bunu sen bunun terbiyesinden sorumlusun yetişmesinden sorumlusun derlerdi, şimdi kızdığımız zaman ertesi gün çırak işe gelmiyor, bunun dışında aile de destek veriyor örneğin sen çocuğuma nasıl kızarsın? Hal bu ki çocuğa kızılmadıkça bu çocuk esnaf olamaz, bu çocuk büyüyemez, esnaf olsa dahi hep bir tarafı eksik kalır. Tam teşkilatlı çocuk meslekte yetişsin isteniyorsa ustaya bırakması lazım, tabi her ustanın yanında da çocuk çalıştırılmaz, usta dediğin kendini bilecek, soyu kişiliği belli olacak, adabı ve terbiyeyi bilecek çünkü çırak ustanın aynasıdır, ustadan ne kaparsa onu uygular, günümüzde çırak bulamıyoruz anca elimizdekilerle yetiniyoruz. Bizim zamanımızda dükkânda bir müşteri varken biz koltukta oturup doğru dürüst dinlenemezdik, bir adabımız vardı ve dükkânın bir otoritesi vardı, müşteri tıraş olurken biz ustanın eline bakardık, nasıl makas atıyor, nasıl ustura atıyor, müşteri ile nasıl diyalog kuruyor, demem o ki biz bunlara dikkat ederdik. Şimdiki çıraklara bakıyorum gözleri işte ama akılları başka yerde, bu saatten sonra z kuşağı denilen kuşak sıkıntılı bir kuşak olacak.
MESLEĞİNİZDE SORUNLAR YAŞIYORMSUNUZ?
Sorun demeyelim de hani her mesleğin kendine göre bir zorluğu vardır, bizim zorluğumuzda örneğin şimdi yeni bir kanun çıktı bu kanun ise Pazar günleri çalışılmayacağına dair bir kanun ve çıkması çok güzel oldu, ben şimdi isterim ki herkes kazansın çünkü herkes rızkının peşindedir ama her işin bir kuralı vardır. Şimdi bir esnaf haftanın 6 günü çalışıyorsa 1 gününü evli ise ailesine değilse kendine ayırmalı, görüyoruz ki her adım başı her yer kuaför ve berber olmuş, bir esnaf Pazar günü dükkânını açabilir biz buna kızamayız ama eğer bir kural varsa saygı duyulmalı ve o kurala uyulmalıdır. Başka türlü sorun konusunda ise diyeceğim biz burada emek sarf ediyoruz, belki başka insanlara göre masrafsız bir meslek olabilir ama burada bir el işçiliği söz konusudur ve kul hakkı vardır. Bugün ben bir müşterinin kulak kılını temizliyorsam, saçını yıkıyorsam emeğimin de karşılığını almak zorundayım, hakkımı bana vermezlerse benim gözüm işin içinde kalır ve ne ben ne de karşımdaki insan mutlu olur. Her ne olursa olsun bir işte mutlu olmak istiyorsan o işten emeğinin karşılığını almalısın, eğer o işten emeğinin karşılığını alırsan yaptığın işten de zevk almış olursun. Şanlıurfalı halk olarak bu konuda biraz zayıfız, ustamın eski bir lafı hala hatıramda bana derdi ki ‘oğlum eğer bir tıraş 1 kilo et getirmiyorsa o işi yapma’ ve şuan gerçekten de öyle, Bu iş yurtdışına gidip diploma, belge almakla olmaz, bu iş esnaflıkla ön planda durur çünkü müşteri öyle bir şeydir ki kimisi konuşmana gelir, kimisi senin duruşuna gelir, kimi senin saç tıraşına gelir ve kimisi senin saç yıkamana gelir. Bir insan her yönüyle dört dörtlük bir insan olamaz ama kendi mesleğinde kendini geliştirmiş insanlara saygı duyarım her zaman, işinin hakkını verene ben usta derim. Dışarı çıkıp bakıldığı zaman bir sürü esnaf var ama o insanlara esnaf diyemezsin, o yüzden inşallah iyi olur bundan sonra.
ŞUAN Kİ GÜNCEL FİYATLARINIZ NEDİR?
Şimdi bizim derneğin çıkarmış olduğu fiyata göre tıraş edersek müşteriyi elimizde tutamayız, şuan gerçekten 1. sınıf bir berber olman için en başta 1. sınıf dükkânın olmalı, ancak biz de dört dörtlük olamayız illa ki eksikliklerimiz vardır. El becerisi olduğu için bu meslekte fiyat yoktur çünkü bir ticaret yapılmıyor orta da bir sermaye yok, büyük bir kısmı elle, fizik ile ve göstermiş olduğun ilgi ve alakaya göre fiyat belirlenir. Bir berber ömür boyu çalışsa işi dört dörtlük olsa hayatında bir evi, belki dükkânı ve bir de arabası mülk olabilir, yatları katları olamaz ayrıca bu meslek insanı bir yere vardıramaz.
GEÇEN YILLARA ORANLA İNSANLAR NE SIKLIKTA TIRAŞ OLUYORLAR?
Eski zamanlardan bahsedersek eğer insanlar o zaman bu kadar bakımlı değillerdi, gün geçtikçe ortam değişiyor ve şehrimiz gelişmiş durumda, üniversite geldi birçok şeyi değiştirdi ve artık insanlarımız batıyı kendilerine örnek alıyorlar, giyim ve tıraş şekilleri olarak kendilerini değiştiriyorlar. İnsanların gelip tıraş olmalarından da bahsedersek bazı insanlar var ki ayda bir geliyorlar bazı insanlar da hafta da bir geliyorlar ve bu durum kendine özen gösteren insanlara göre değişiyor. Bazı insanlar vardır giyimine meraklıdırlar ceketim şöyle gömleğim şöyle olsun derler ve bazı insanlar da vardı ki saçına, sakalına meraklıdır günlük tıraş olur. koronadan dolayı sekteye uğradık, baya işlerimiz de kırılma oldu ve bizi baya yıprattı ama zamanla iyiye gidiyoruz inşallah bundan sonra böyle sıkıntılar yaşamayız.
BİZE ZAMAN AYIRDIĞINIZ İÇİN TEŞEKKÜR EDERİM
Ben teşekkür ederim.
ŞANLIURFA GAZETESİ