Yüceyar, "Bağırsaklarda bulunan bakteriler dengeli olduğunda sindirim, bağışıklık sistemi ve zihinsel sağlık olumlu yönde etkileniyor. Bu dengenin bozulması ise pek çok hastalığın ortaya çıkmasına neden olabiliyor. İrritabl bağırsak sendromu, inflamatuar bağırsak hastalıkları, obezite, diyabet, depresyon, çölyak hastalığı, epilepsi, hashimato, dikkat eksikliği, uyku problemleri, otoimmun hastalıklar, damar sertliği, Alzheimer, Parkinson gibi hastalıklar mikrobiyota ile ilişkilendirilmektedir" dedi.
Mikrobiyota testi sonucunda zararlı bakterilerin oranını azaltmak ve yararlı bakterileri artırmak için kişiye özel beslenme önerilerinin oluşturulduğunu belirten Prof. Dr. Yüceyar, "Ayrıca probiyotik desteklerle bağırsak sağlığını düzenleyerek hastalık risklerini en aza indirmek mümkün hale gelebilmektedir" ifadelerini kullandı.
Kişiye Özel Diyet Planlaması ile Bağırsak Sağlığı İyileştirilebilir
Beslenme ve Diyet Uzmanı Dyt. Mısra Aydın, mikrobiyota testi sonuçlarının diyet planlamasındaki önemine değindi. Aydın, "Gaita analizleri, bağırsak mikrobiyomundaki iyi huylu ve kötü huylu bakterilerin dengesi ve hangi bakterilerin çoğunlukta olduğu hakkında bilgi vermektedir. Günümüzde paketli gıda tüketiminin artması, ev yapımı ürünlerin azalması ve besinlerle alınan toksinler gastrointestinal sistem hastalıklarının artmasına neden olmaktadır" dedi.
Aydın, kişiye özel diyet planlamasında vücut analizi, biyokimya, tanı ve anamnez dışında gaita analiz raporlarının da büyük önem taşıdığını vurguladı. "Bağırsak mikrobiyomuna uygun diyet, gastrointestinal sistem hastalıkları olan bireylerde tedavi sürecine katkı sağlarken, sağlıklı bireylerde hastalıklardan korunma açısından etkili olabilir" diyen Aydın, bulgulara göre kişiye özel prebiyotik besin planlaması yapılması gerektiğini belirtti.
