Yüzleştiğim Gerçekler!

Yüzleştiğim Gerçekler!

Evet bir kaza sonucu yüzleştiğim acı gerçekler…
Aslında daha önce yazmayı düşündüm…
Fakat ülkemiz seçim ortamında olduğundan ve ayrıştırıcı siyaset dili sebebiyle insanların birbirini düşman gibi görerek, terörist, hain, hırsız, sahtekâr, namussuz vb. şekilde etiketlemesinden dolayı seçimlerin bitmesini bekledim.
“Hiç yazmasan olmaz mıydı?” diye soran arkadaşlar olacaktır.
Onlara da cevabım, “Hayır! Yazmazsak, konuşmazsak, anlatmazsak yetkililer bu sorunlarımızdan nasıl haberdar olacak ve bu sorunlar nasıl çözülecek” olur.

…………………………….

3 Mayıs 2023 sabahı her zamanki gibi erkenden uyanıp iş yerime gelmiştim.
Komşum arayıp, oğlumun, Zeki Buğrahan’ımın bir kazaya maruz kaldığını bildirmesiyle uçarak mı, yoksa koşarak mı bilmiyorum ama mümkün olan en hızlı şekilde evimin bulunduğu mahalleye geri döndüm.
Trafik kurallarını alt üst edecek şekilde yolun soluna park eden öğrenci servisine binebilmek için hamle yapan biricik oğlumuz, servis görüş açısını kapattığından dolayı karşıdan gelen başka bir minibüsü görememiş ve ayağı ezilmişti.
Hemen 112 arandı…
10 dakika geçmeden ambulans ve polis geldi…
Sağlık ekibi büyük bir özenle ilk müdahaleyi yaptı… İleri tetkikler ve tedavi için Adnan Menderes Üniversitesi Uygulama ve Araştırma Hastanesine götürdü.
Acil Serviste görevli bir pratisyen hekim ve üç öğrenci (intörn) minibüsün tekeri altında çiğnenerek ağır hasar alan ve büyük ölçüde parçalanan ayağın röntgenini çekip, pansuman yaptıktan sonra alçıya almaya başladılar.

“Aman hocam, ne yapıyorsunuz, bu kadar önemli bir hasar alan, açık yaralar olan bir ayağı ortopedi uzmanı görmeden alçıya almayın, lütfen bizi ortopedi servisine havale ediniz” diye ricada bulunsam da,
Sayın hekimimiz, “Benim yapabileceğim bu kadar, alçı işlemi bitince sizi taburcu edeceğim, siz randevu alarak ortopedi uzmanına muayene olabilirsiniz.” dedi.
“Aman hocam, siz hangi ülkede yaşıyorsunuz, hastaneden randevu almak mümkün mü?” dediysem de, sayın hocam arkasını dönüp gittiği için sözlerimin hepsi havada kaldı.
Çaresiz bir şekilde kazazede çocuğumuzu alıp çıktık…

Yaşadığımız ilçede hastane ve uzman hekim bulunmadığından dolayı Adnan Menderes Üniversitesi Uygulama ve Araştırma Hastanesi, Atatürk Devlet Hastanesi ve Aydın Devlet Hastanesi'nden randevu almaya çalıştık ama bu hastanelerin hiçbirinden beş günden erkene randevu bulamayınca mecburen yönümüzü özel hastanelere çevirdik…
5 Mayıs 2023 günü Aydın’daki özel hastanelerden birinde ortopedi uzmanına çocuğumuzu muayene ettirebildik…
Doktor, kazazede çocuğumuzu görür görmez ADÜ’de yapılan alçıyı söküp atmakla işe başladı. Pansuman yapıp sargıları yeniledi ve o zamandan beri kontroller için rutin olarak aynı hastaneye gitmeye devam ediyoruz.
Yine her zaman olduğu gibi doktorun yazdığı reçetedeki ilaçların bazılarını SGK karşılamadığı için özel olarak satın alıyoruz ve böylece tedavimizi devam ettiriyoruz.
Otuz yıldan beri SGK’ya prim öderim. Şimdiye kadar hiç “bu ay başka ödemelerim var, size prim ödemeyeyim veya yarım prim ödeyeyim” dediğimi hatırlamıyorum.

Kazadan 15 gün sonra karakoldan bir zarf getirdiler. Bu zarfı ve kazazede oğlumuzu birlikte Adnan Menderes Üniversitesi Uygulama ve Araştırma Hastanesindeki Adli Tabibe götürmemizi istediler.
Çaresiz gittik…
Tabi aradan 15 gün geçmiş, bir yığın ilaç, pansuman, tedavi uygulanmış ama adli tabip yarayı yeni görüyor. Şaka gibi!
ADÜ’deki Adli Tabip, muayene etmek için Zeki Buğrahan’ın ayağındaki sargıları açtı, kontrollerini bitirdikten sonra “bizde yeniden sargı yapacak malzeme yok” dedi.
Sanki savaşın ortasında bir sahra hastanesindeymişiz gibi eski sargılarını kullanarak yaraları kapattık ve evimize dönünce kendi imkânlarımızla tekrar pansuman yaparak sargılarını yeniledik…

Bugün kazanın 37. günü ve 37 günden beri yürüyemeyen Zeki Buğrahan’ı tekrar kontrole götüreceğiz.

Şimdi, bu kaza sonrası bazı gerçeklerle yüzleştik…
60 bin nüfuslu İncirliova ilçesinde hastane ve uzman hekim olmadığı,
ADÜ Tıp Fakültesi Hastanesi Adli Tabipliğinde sargı bezinin bile bulunmadığı,
Aydın’daki devlet hastanelerinden randevu almanın çok zor olduğu,
Aydın’da yaşayan vatandaşların birçok tedavi için İzmir’e gitmek zorunda kaldığı,
Hastanın tedavisi için doktorun yazdığı ilaçların bir kısmının SGK tarafından karşılanmadığı,
Özel hastane muayene ve tetkiklerinde hastadan tahsil edilen katkı payının yüzde 200 olduğu,
Bu şehrin yöneticilerinin, siyasetçilerinin ve sivil toplum kuruluşlarının sağlıktaki bu sorunlar için ürettikleri bir çözüm önerilerinin olmadığı,
Tek umudumuzun inşaatı devam eden şehir hastanesinin hizmete açılmasını beklemek olduğu tarafımızca görülmüştür.

Bizim bizzat yaşayarak öğrendiğimiz bu gerçekleri, yetkililerin artık görmesini dilerken Aydınlılara da bir tavsiyede bulunarak yazıma son vermek istiyorum;
Lütfen sağlığınıza dikkat ediniz, çünkü Aydın’da sağlık hizmetlerine ulaşmak çok zor!