KÜLTÜR SANAT

Yazılı Kaynaklarda Geçen Urfa Sarayları

Urfa (Edessa), antik dönemden itibaren önemli bir yerleşim merkezi olmuş ve bu süreçte birçok saray inşa edilmiştir. Özellikle Osrhoene Krallığı döneminde inşa edilen saraylar, şehrin siyasi ve kültürel hayatında önemli bir rol oynamıştır.

Abone Ol

Urfa (Edessa), antik dönemden itibaren önemli bir yerleşim merkezi olmuş ve bu süreçte birçok saray inşa edilmiştir. Özellikle Osrhoene Krallığı döneminde inşa edilen saraylar, şehrin siyasi ve kültürel hayatında önemli bir rol oynamıştır. Ancak bu saraylar, doğal afetler ve zamanın yıpratıcı etkisiyle günümüze ulaşamamıştır. Yazılı kaynaklar, bu sarayların varlığına ve tarihine dair önemli bilgiler sunmaktadır.

Osrhoene Krallığı Dönemi Sarayları

Osrhoene Krallığı döneminde Urfa'da inşa edilen saraylar, bugünkü Ayn-ı Zeliha ve Halil-ür Rahman göllerinin bulunduğu çevrede yer alıyordu. Tarihçiler, miladi 201, 413 ve 525 yıllarında meydana gelen sel afetlerinin bu saraylara büyük zarar verdiğini kaydetmektedir. Bu saraylardan Kışlık Saray, Beth Tabara'da (bugünkü kale alanında) bulunurken, Yazlık Saray ise balıklıgöller etrafında yer alıyordu. Ne yazık ki, bu sarayların mimari kalıntıları günümüze kadar ulaşamamıştır.

Evliya Çelebi'nin Seyahatnamesinde Urfa Sarayları

  1. yüzyılın ünlü seyyahı Evliya Çelebi, Seyahatnamesi'nde Urfa'daki saraylardan bahsetmektedir. Çelebi, Urfa'nın bağlı, bahçeli, akarsulu ve hamamlı büyük saraylara sahip olduğunu belirtir. Bu saraylar arasında Tayyar Mehmed Paşa Sarayı, Ahmet Paşa Sarayı, Paşa Sarayı, Molla Sarayı, Gezerpaşa Sarayı, Celali Kadı Sarayı, Sardoğlu Mustafa Paşa Sarayı ve Ali Paşa Sarayı gibi yapılar yer almaktadır. Ancak bu sarayların hiçbiri günümüze ulaşmamıştır.

Yusuf Paşa ve Valiler Sarayı

Rakka-Urfa valisi Yusuf Paşa, 1710 yılında düzenlediği vakfiyesinde, Yusuf Paşa Camii'nin kuzeyinde "Valiler Sarayı" adında bir saray yaptırdığını belirtmektedir. Bu sarayın, bugünkü Sarayönü semtine adını veren ve yakın zamana kadar ayakta kalan "Eski Saray" olduğu düşünülmektedir. Osmanlı döneminde Hükümet Konağı olarak kullanılan bu saray, Harran Üniversitesi Mediko-Sosyal Merkezi'nden Köprübaşı'na kadar uzanan bir alanda yer alıyordu. Saray Kapısı ve Hacı Kâmil Köprüsü'ne açılan bu yapı, şehrin tarihi dokusunun önemli bir parçasıydı.

Sonuç

Urfa, tarih boyunca birçok saraya ev sahipliği yapmış, ancak bu yapılar doğal afetler ve zamanın etkisiyle günümüze ulaşamamıştır. Yazılı kaynaklar, özellikle Evliya Çelebi'nin Seyahatnamesi ve Yusuf Paşa'nın vakfiyesi, bu sarayların varlığına dair önemli bilgiler sunmaktadır. Urfa'nın zengin tarihi mirasının bir parçası olan bu saraylar, şehrin geçmişine ışık tutmaya devam etmektedir.

Kaynak: uygarlığın doğduğu şehir Şanlıurfa