Özkaya, halk arasında "kalp gribi" olarak bilinen durumun, grip ve benzeri virüslerin kalp ve akciğerlere etkisiyle kalp krizi belirtileri oluşturduğunu söyledi. Özellikle ağır egzersizler, spor ve ani heyecan oluşturan durumlarda kalp krizi benzeri ani solunum ve kalp durmalarının görüldüğünü belirtti.
Prof. Dr. Özkaya, "Kovid, Influenza, Coxackie, adenovirüs ve RSV gibi virüsler, hem üst hem de alt solunum yollarına yerleşerek ateş, öksürük, boğaz ağrısı gibi belirtilerle başlar. Ancak bu virüsler sadece akciğerleri değil, aynı zamanda kalbi de etkiler. Bu virüslerin neden olduğu kan plazma toksisitesi, kalp damar duvarları ve kalp kaslarında harabiyete yol açarak kalp krizi belirtileri gösterir" dedi.
Son dönemde Amerika'da bildirilen ve 'kombo virüsler' olarak adlandırılan salgının, özellikle genç ve çalışan bireylerde daha fazla görüldüğünü ifade eden Özkaya, grip benzeri şikayetlerin ardından nefes darlığı ve göğüs ağrısı gibi ciddi kalp ve akciğer tutulumlarının ortaya çıkabileceğini söyledi.
Özkaya, "En yüksek risk, enfeksiyonun ilk üç günü içindedir, ancak bu risk 90 gün boyunca devam edebilir. Özellikle genç erkeklerde, 20 ila 50 yaş arasındaki bireylerde daha sık ölümcül sonuçlar görülebilmektedir. Bu yaş grubundaki kişiler, grip benzeri belirtiler sonrasında hareketliliği ihmal edebiliyor ve bu durum kalp ve akciğer sorunlarına yol açabiliyor" diye konuştu.
Uzman, hastaların grip şikayetlerinden sonra yaşanan göğüs ağrısı, nefes darlığı, çarpıntı gibi belirtileri önemsemeleri gerektiğini ve erken müdahale ile tedavi edilebilecek durumların, geç kalındığında ani ölümlerle sonuçlanabileceğini vurguladı.