Urfa'nın Gizli Hazinesi: Senem Mağaraları

Abone Ol

Senem Mağaraları Şanlıurfa şehir merkezine 70 km uzaklıkta Büyük Senem Köyü içerisinde yer almaktadır. Karahan tepe arkeolojik alanına 8 km uzaklıkta Soğmatar Harabelerine ise 11 km uzaklıktadır. Semen ve Senem diye iki şekilde de adı telaffuz edilmekte olup daha çok Senem ismi yaygındır. Yapının tarihi günümüzden yaklaşık 4.500 yıl öncesine dayanmaktadır. Bölgedeki bir tepenin üzerinde olan bu mimari kalıntılar pagan inancına mensup bölge halkı tarafından yapılmış olup sonraki yıllarda erken hristiyanlık inancındaki halk tarafından kullanılmıştır. Alanda bulanan 3 katlı yapının erken hristiyanlık dönemimde manastır öncesinde de saray olduğu düşünülmektedir. 1. Ve 2. Katlarının çoğunluğu sağlam duran yapının 3. Katının ise büyük bir kısmı yıkılmış durumda. Günümüzden 2.000 yıl önce yapılmış olduğu tahmin edilen Manastırın kapı kemerleri ise sağlam bir şekilde durmakta. Bu kapı Kemerleri Efes Antik Kentinde bulunan Hadrian Tapınağının kapı kemerleriyle benzerlik göstermekte. Manastırın duvarlarında Göbeklitepe'de ki gibi uzun ve tek parça sütunlar bulunmakta fakat şuan ara boşlukları taşlarla doldurulmuş durumda. Alanda ayrıca bir nekropol bölgesi mevcut bu defin alanında kaya mezarlarım içi topraklar ve taşlarla dolu. 4 ayrı kemerin için 4 tane mezar olduğu düşünülmekte. Ayrıca kayaların içinde oyulmuş bebek mezarları olduğu düşünülen çukurlar da mevcut.
Yine bölgedeki mağaraların duvarlarında kervan çiziminin kazıntıları görünmekte ve bölgenin yol üstünde olduğundan kervansaraya gelen kervanları tasvir ettiği düşünülmekte. 
Bölgede bulunan diğer bir ibadethane yapısında apsis yapılar ve mezar şapeller hala sağlam bir şekilde durmakta. Duvarlarında küçük küçük nişlerde adak adandığını ve hediyeler bırakıldığı tahmin edilmekte. Yapının en ilgi çeken kısmı ise konik külahlı tavan yapısı.
Diğer bir yapısı ise kervansaray olarak kullanılmış olan ve çoğunluğu sağlam duran bir yapı. Son olarak da tepenin en üst noktasında kralın tahtı dediğimiz bir yapı mevcut.

Yukarıda bahsettiğimiz bu yapı şuan atıl durumda ve içinde bir aile yaşamakta. Eğer bu aile burada yaşamasaydı  defineciler tarafından alt üst edilmiş olurdu. Yapının çoğunun sağlam kalmış olmasının büyük bir nedeni bu ailenin buraya sahip çıkması. Aile de zaten mevcut yapıyı aktif bir şekilde kullanıp gündelik yaşamlarını sürdürüyorlar ve bazı kısımlarında da eşyaları mevcut. Başka bir şehirde olsaydı bu yapı şuan dünya turizmine açılmıştı çoktan. Gerek alanın düzeltilmesi gerek yapıların içinin boşaltılması ve turizme kazandırılması yetkili kurumlara düşüyor.  Şanlıurfa İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü ve  Büyükşehir Turizm ve Kültür Daire Başkanlığının bu alanı en yakın zamanda turizme kazandırması gerekmekte. Her yıl şehrimize gelen yüzbinlerce turistin ve tur şirketlerinin bu alanı ziyaret etmesi için çalışmaların başlatılması ilimizin turizmi için çok önemli.