Ülke Siyaseti

Abone Ol

Demokrasilerin çare müessesi olan Siyasi Partilerimiz, tabir yerindeyse ülke problemlerine çare üretmekten uzak, sanki yerinde patinaj yapmaktadır. Geçmişte bir baba lakaplı büyüğümüzün dediği gibi, siyaset çare makamıdır. Çare de her zaman vaaardır. Ama gelin görün ki! günümüz siyaseti ve siyasetçisi çare üretemiyor veya ürettiği çareler sorunlarımızı çözmüyor, çözemiyor, yeterli olmuyor.

Ülkenin en büyük ve iktidar partisi, iktidar savaşı içinde veya biz öyle görüyoruz. Düşünebiliyor musunuz? Adalet ve Kalkınma Partisi Genel Başkanı ve Başbakan Sayın Ahmet Davutoğlu % 50ye yakın oy alıyor. Yazılıp, çizilenler, söylenenler ve konuşulanlar doğru ise, Sayın Başbakanın çalışmalarını icraatlarını beğenmeyen birileri, in aşağıya diyor. O da iniyor aşağıya, böyle bir demokrasinin örneği dünyanın hiçbir yerinde yoktur herhalde..

İkinci büyük partide kimin çalıp, kimin söylediği belli değil. Genel Başkan yeniliye bir gaf yaptı ki! Ülkede yer yerinden oynadı. Sanki demokrasinin vazgeçilmezi bir partinin genel başkanı değil de, devrim şahidi. Bizim Sayın Kılıçdaroğlundan beklentimiz; başkanlık sisteminin ülkemiz bünyesine uymayacağını kan ile değil de, daha insancıl ve daha yerel daha bizden bir örnekle anlatması, ülkemizin içinde bulunduğu durumdan çıkabilmesi için, kan ve göz yaşı içermeyen, alternatif çözümler üretmesidir.

Milliyetçi Hareket Partisi içine kapanmış kongreyi toplayacağım, toplamayacağım yarışı içerisinde. Beyler bu ülkenin sizin kongrenizden de önemli sorunları var, birazda o sorunlara eğilin biraz da o sorunlara çözüm üretin lütfen.

Türk vatandaşlarının altı milyonundan fazlasından oy alan, Barış ve Demokrasi Partisinden beklentimiz, hepimizin faydasına olacak, Türk halkının bir an önce huzur ve sükunete kavuşması için, daha olumlu, isminde yazılı olduğu gibi barıştan yana, demokrasiden yana bir tutum sergilemesidir.

Ben buradan başta siyasilerimiz olmak üzere; tüm vatandaşlarımıza o bilinen gerçeği hatırlatmak istiyorum. Cenab-ı Allah korusun, bu ülke çadırı yıkılırsa hepimizin başına yıkılır. Irak ve Suriyeden örnek alarak, aklımızı başımıza toplamamız lazım. Irak ve Suriyenin gidecekleri, sığınacakları bir Türkiye vardı. Bizim gideceğimiz ve sığınacağımız bir ülkede yok doğrusu.

Bu arada aklıma o meşhur fıkra geliyor. Çocuk babasına soruyor. Baba annem kimdir. baba cevap veriyor. Hükümettir oğlum, ya sen ben vatandaşım oğlum, Kardeşim kimdir. O istikbaldir oğlum. Çocuk bakıyor, kardeşi altını kirletmiş, Babasına sesleniyor. Vatandaş, vatandaş hükümete haber ver İstikbal ..k içinde. Bu fıkra tabii! inşallah bizim istikbalimiz daha parlak, daha ferah ve daha mutlu olacaktır. Bu ülke ne badireler atlatmıştır. Bu badireyi de atlatacaktır İnşaallah!...

Geleceğinizin daha sakin, mutlu ve mesut olması dileklerimle, Kalın sağlık ve esenlikle…