Türk Eğitim-Sen Şube Başkanı Hikmet Karakuş; Bilindiği gibi “2025 Yılı Özel Program ve Proje Uygulayan Eğitim Kurumlarına Öğretmen Atama ve Yönetici Görevlendirme” sonuçları 8 Nisan tarihinde açıklandı. Yeniden görevlendirme ve ilk atama sonuçlarına göre yönetici ve öğretmenler okullara yerleştirildi. Ancak proje okullarında görev yapan ve 4 yılını dolduran bir kısım öğretmenimiz aynı okuluna tekrar atanmadı ve norm kadro fazlası oldu.
Genel Başkanımız Talip Geylan, proje okullarına öğretmen ve yönetici atamalarının keyfiyete göre yapılmasına tepki göstererek şunları kaydetti: “Ülkemizde akademik başarısı en yüksek öğrencilerimizin sınavla yerleştiği bu okullarımıza yönetici ve öğretmen atamasında maalesef hiçbir objektif kriter aranmamaktadır. Türk Yüzyılını inşa edecek nesillerimizi yetiştiren bu güzide okullarımızın atama ve görevlendirme süreçlerinin tam bir keyfiyet zemininde yürütülmesi asla kabul edilemez. Maalesef uzun süredir proje okulları meselesi ‘Kafama göre yönetici ve öğretmen atarım’ projesine dönüşmüş durumdadır. Bu gözde okullarımız çalışanların mensubiyetine göre tasnif edildiği bir çirkinliğin aparatı hâline getirilmiştir. Bu fotoğraf eğitim camiamıza yakışmamaktadır. Bu istenmeyen tablonun terbiye edilmesinin sorumluluğu da öncelikli olarak MEB yönetimindedir. Sendika olarak bu çirkinliği yıllardır dile getiriyoruz ancak hiçbir Milli Eğitim Bakanı bu sorumluluğu üstlenmemiştir.”
Karakuş; “Her zaman söylüyoruz; ülkemizi 15 Temmuz felaketine sürükleyen nedenlerin başında kamunun mensubiyetler üzerinden tasnif ve tanzim edilmiş olması geliyordu. Özellikle proje okulu atamalarında da benzer bir tabloyu yaşıyoruz. Bu asla kabul edilemez! Sorumluluk makamlarını işgal edenler buna asla müsaade edemez!
Öte yandan şunu açıklıkla ifade ediyorum ki kamuyu kamu yöneticisi yönetir. Dışarıdan yapılanların kamuyu yönetme arzusu bir hadsizliktir. Bu hadsizliğe engel olması gerekenler de en başta kamu yöneticileridir. Devlette paralel bir iradenin varlığı nizamın en büyük tehlikesidir. Kamuyu virüs gibi saran bu çetevari oluşumlara tedbir alınmaz ise devlet ve toplum sıhhati namına daha önceleri yaşanan sıkıntıların yaşanması muhtemeldir.
Eğitim teşkilatını Bakan yönetir, il müdürü yönetir, ilçe müdürü yönetir. Adı, sıfatı, dayanağı ne olursa olsun STK görünümlü yapıların kamuyu yönetme cüretine tahammül edilemez!
Aslında istenmeyen durumdan en çok ve öncelikle rahatsız olması gereken de eğitim yöneticileridir. Milli Eğitim Bakanı’ndan il milli eğitim müdürüne, ilçe milli eğitim müdürüne, okul müdürüne kadar eğitim yönetimidir. ‘Sen kimsin kardeşim? Burayı ben yönetirim, senin haddine değil!’ demesi lazım. Ama ilginçtir, onların adına biz rahatsız oluyoruz. Rahatsız olmaya ve rahatsız etmeye devam edeceğiz. Bu proje okulu garabeti, bu ucube sistem rehabilite edilinceye kadar gündemde tutmaya devam edeceğiz. Çekin elinizi proje okullarından!” dedi.
Proje okullarına yönetici görevlendirmesi MEB Yönetici Atama Yönetmeliği’ne tabi olsun, öğretmenler sınavla atansın.
Yapılan usulsüz ve haksız atama ve görevlendirmelerin ülkemize yapılmış büyük bir kötülük olduğunu da söyleyen Genel Başkan Talip Geylan, “Bu kötülükten ülkeyi kurtarmanın mesuliyeti MEB üst yönetimindedir. Sınavla öğrenci alan proje okullarına atama ve görevlendirmelerde kriter getirilmelidir. Yönetici görevlendirmesi MEB Yönetici Atama Yönetmeliği’ne tabi olmalı, öğretmenler de sınavla atanmalıdır. Ayrıca proje okulu sayısı azaltılmalı, bu okullarımız bir kadrolaşma aparatı olmaktan kurtarılmalı, gerçekten özel program ve proje uygulayan okullarımız bu kapsamda değerlendirilmelidir,” diye konuştu.