Çay ocağı işletmeciliğine, uzun yıllar çay ocağı işleten babasından ilham alarak başladığını belirten Memişoğlu, işini severek yapıyor ve bu sayede çevresinden olumlu tepkiler alıyor.
Yaklaşık 7 yıldır çay ocağı işleten İlknur Memişoğlu, “Bu benim baba mesleğim. Babam kırk yıla yakın çay ocağı işletti. Zaten bu yönde kafamda bir fikir vardı. Garsonluk, aşçılık geçmişim de vardı. Rizeli olmam nedeniyle çay ile ilgili bilgim vardı. Bu nedenle bu işe karar verdim. İnsanlarla her zaman uğraşmak zordur ancak işimi severek yaptığım için beni yordu diyemem,” diyerek işine olan sevgisini ifade etti.
Memişoğlu, çay siparişi veren müşterilere çayı götürdüğünde genellikle şaşkınlık yaşandığını belirtti ve ekledi: “Çevremden olumlu tepkiler alıyorum. Müşteriler, beni fark etmeden çay siparişi verdiklerinde şaşırıyorlar. Sağlığım el verdiği sürece bu mesleğimi sürdürmeyi düşünüyorum. Bu iş benim için geçim kaynağı. Bir oğlum var ve üniversite eğitimi için tüm masrafları buradan karşılıyorum.”
Kadınların her alanda çalışması gerektiğini vurgulayan İlknur Memişoğlu, “Kadın her yerde olmalı. Çaycıymış, garsonmuş, holding patronuymuş hiç önemli değil. Kadın her yerde olmalı. Tek başıma zor oluyor ama yapacak bir şey yok,” dedi.
Müşterilerden Aziz Yıldız, eskiye göre bir bayanın çay ocağı işlemesinin daha kolay olduğunu belirterek, “Eskiden bir bayanın bu işi yapması zordu. Şimdi artık bayanlar her tarafta var ve sayıları artıyor. İlknur Hanım çok güzel çay demliyor, bayan işletmecisinin olması çok güzel,” dedi.
Çay ocağının bayan işletmecisi olduğunu görünce rahatça içeri girdiğini belirten Gülsüm Akbel, “Bayanların olduğu her yer temiz, hijyenik ve güler yüzlü oluyor. Buraya gelene kadar birçok çay ocağı gördüm ama buraya girmek istedim. Hem destek anlamında hem de yakınlık anlamında,” şeklinde konuştu.
Gülsüm Akbel’in eşi İbrahim Akbel ise, “Bayan işletmeciler daha güvenilir ve sağlıklı oluyor. Yaptıkları işe çok önem veriyorlar. Çayı güzel,” diyerek Memişoğlu’na olan güvenini dile getirdi.