Türk töresine ve İslam ahlakına uymayan radyo ve televizyon programlarını denetlemek ve gerektiğinde bunlara kısıtlama getirmek üzere kutlu devletimiz tarafından Radyo Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) adıyla bir kurum teşekkül ettirilmiştir.
Özellikle televizyonların uydu yayınına geçmesinin ardından yüzlerce televizyon kanalı izlenme oranını artırmak yani bir başka deyişle reklam pastasından en büyük dilimi kapmak için amansız bir savaş içine girmişlerdir.
Bu öyle bir savaş ki; kazanmak için her yolu mübah gören medya baronları toplumun bütün değer yargılarını ayaklar altına alarak toplumu adım adım uçurumun eşiğine getirmişlerdir.
Ajanslardan yevmiye karşılığı getirttikleri figüranların kimini gelin kimini damat adayı gibi göstererek izleyicinin aklıyla alay edercesine hazırladıkları evlilik programları ile bizim için kutsaliyeti bulunan aile müessesesini hafife almışlardır.
Gün içerisinde Türkiye’nin en çok izlenen televizyonlarının hepsinde benzer programlar yapılmakta, çocukların ve gençlerin kafaları Türk töresinde ve İslam ahlakında yeri olmayan bu saçma sapan programlarla karıştırılmaktadır.
Yine aynı kanallarda akşam haberlerinin ardından başlayan dizi furyasında da toplumu yozlaştırmak adına ne iğrençlik varsa görmek mümkün hale gelmiştir. Bir kaçı hariç, en masum dizilerde bile her evli erkeğin bir metresi, her evli kadının ayrı bir sevgilisi olduğu işlenmektedir. Dizilerdeki gayri-meşru çocukların sayılarını akılda tutmak imkansız hale gelmiştir.
Bunlardan daha da vahimi, yayında olan gençlik dizileridir ki, bu dizilerin büyük çoğunluğunda lise çağındaki gençlerin okul ve özel yaşantıları konu edilmektedir. Adına dizi denilen bu iğrençlikler furyasında, okullardaki kız ve erkek her öğrencinin bir sevgilisinin olması, sevgilisi olmayan, kendini derslerine adamış gençlere inek (!) muamelesi yapılması bu millete yapılan en büyük ihanettir.
Adını terör olaylarından veya toplumsal hadiselerden sonra getirdiği yayın yasaklarında sıklıkla duyduğumuz RTÜK’ün ülkemizdeki televizyon yayıncılığına el atması elzem hale gelmiştir. Asil milletimizin bütün değerlerinin yok sayıldığı, gençler arasındaki hayat felsefesinin karşı cinsten bir sevgili edinmek, bedavadan para kazanmak ve başkalarına zarar vermekten ibaret olduğunun anlatılması milli ve manevi çöküşümüzü hızlandırmaktan başka bir işe yaramayacaktır.
Günümüzde devletimizin ve milletimizin başına bela olan terör örgütleriyle topyekun mücadele edilmektedir. Fakat daha fazla para kazanma hırsıyla ve sorumsuzca yapılan bu televizyon yayınları milletimizin geleceği açısından bütün terör örgütlerinden daha tehlikeli bir boyut kazanmıştır.
Başta RTÜK olmak üzere iktidar ve muhalefet milletvekilleri ile kamu yararına çalışan sivil toplum kuruluşları bu konunun üzerine gitmelidir. Televizyonlardan evlerimize yayılan bu iğrençliğe son vermek adına, gerekirse TBMM’nden kanun çıkarılmalı ve örf adetlerimize uymayan inançlarımıza yakışmayan, gençliğimizi zehirleyerek geleceğimizi açıkça tehdit eden televizyon programlarının topu birden yasaklanmalıdır.