Tahliyeler Bir Tuzağın Habercisi (mi?)

Son bir haftadan beri bütün Türkiye tahliye haberlerine kilitlenmiş durumda, filan komutan tahliye edildi, falan eski (!) komutan tahliye edildi, diğerinin tahliyesi ne zaman olacak, evde, işyerinde, otobüs durağında, dolmuşlarda, kahvehanelerde bütün muhabbet tahliye haberleri üstüne kurulmuş, herkes avukat, hakim, savcı velhasılı hukuk uzmanı kesilmiş…

Şimdi salıverilen bu insanların sabahın erken saatlerinde kışlalardan, lojmanlardan, ordu evlerinden, gazete binalarından, işyerlerinden birer birer toplanıp onbinlerce sayfalık belge ile mahkemelere sevk edildikleri o günlerin de bir yıl öncesine gidelim;

Bütün varlığını her dönem hükümeti oluşturan partileri övmek ve iktidar yanlısı haberler yapmaktan alan bazı gazeteler ile şimdilerde nasıl satın alındığına dair iddiaların ortaya atıldığı çeşitli medya organları; yaklaşık bir yıl boyunca, bıkmadan usanmadan, bağımsızlığımızın yegane teminatı, vatanımızın, bayrağımızın, dinimizin ve namusumuzun yılmaz bekçisi olan Türk Silahlı Kuvvetleri ile onun şerefli mensupları aleyhinde aslı astarı olmayan düzmece haberler yaptı, bu haberleri nerdeyse her gün manşetten verdi. Her zaman dedikleri gibi alıştıra alıştıra, hazmettire hazmettire ordunun darbe yapma planları içinde olduğunu milletimizin bilinç altına işlediler ve halk arasında orduya karşı bir kin ve nefret platformu oluşturuldu. Öyle ki, ilk gözaltılar başladığı günlerde subaylarımızın, koskoca paşalarımızın cezaevlerine atılmasına neredeyse herkes sevindi diyebilirim.

Bu ordu mensupları cezaevinde yatarken bunların suçsuz olduklarını, haksız yere içerde tutulduklarını söyleyen herkese Ergenekoncu yaftası yapıştırıldı. Oysaki bu cahiller 'Ergenekon Destanı'nın Türk milletinin yeniden doğuşunun destanı olduğunu bilmeyecek kadar da cahildiler.

Biz bu cahil kesimin ufkunu açmak ve ileriyi görmelerini sağlamak amacıyla yaklaşık bir yıl önce bu sütundan yayınlanan 'SU İYİCE BULANDI' başlıklı köşe yazımızın son paragrafında aynen şöyle demişiz,

…Bu arada bir de af konusu önümüze gelecek; 'devlete karşı işlenen suçlara af' adı altında, yanına eklenecek garnitürlerle birlikte bir paket halinde meclis genel kuruluna getirilmesi beklenen bu pakette büyük ihtimalle Ergenekon, Balyoz gibi davalardan mahkum olanların da teröristlerle birlikte affına imkan tanıyacak bir kanun teklifi getirilecek… Bu zannımızın doğru çıkması halinde de, PKK'yı affetmeyi ne zamandan beri düşündüklerini ve bunun için nasıl senaryolar yazdıklarını, birçok insanı bu oyunlara alet etmek maksadıyla nasıl cezaevlerine doldurmuş olduklarını hep birlikte göreceğiz. (23 Mart 2013)

Aradan bir yıl geçti ve yazdıklarımızın hepsi gerçekleşti. Ama tahliye henüz süreci tamamlanmadı, şimdi sırada PKK'nın bir kolu olan KCK teröristleri var, seçim öncesi toplumun özellikle de milliyetçi kesimin tepkisini çekmemek için KCK'lıların tahliyelerini gölgede bırakmak adına Engin ALAN'ı hatta belki kronik solculara rağmen Haluk KIRCI'yı bile tahliye edeceklerdir.

Umuyorum ki; bütün bunlar kurulan tuzağı milletimizden saklamak için kullanılan kamufle malzemesi değildir. Örgüte ve devlete karşı ikili oynayan böbrek hastası Şemdin'i veya işi daha da ileri götürerek binlerce insanımızın ölümüne sebep olan terör örgütünün kurucusu yani baş terörist olarak İmralı'da yatan caniyi serbest bırakmalarına çok şaşırmamak lazım… Tabi bu serbest bırakma işi tek aşamada olmaz, önce ipini biraz serbest bırakırlar, milletimizi bu duruma alıştırırlar, sonra yattığı süre, sağlık sebepleri vb. konular devreye girer de bu caniler serbest bırakılırsa yazık olur, hem de çok yazık olur. Ayrıca bu denli hassas konularla bu milletin sabrını sınamaya kalkanlar, milletimizin sabrı taşınca neler yapabildiğini öğrenmek üzere tarihe bir göz atmalıdırlar.

Hiç kimse bu milletin sabrını da sınamasın, kendi şansını da daha fazla zorlamasın… Tahliye edilenlerin içinde gerçekten suçsuz olanlara geçmiş olsun diyor, suçlu olduğu halde serbest bırakılanlar içinse en kısa zamanda adaletin yerini bulmasını diliyorum.