Türkiye artan nüfus ve büyüyen şehirleri ile iklim değişikliği ile su sıkıntısı yaşamaya adım adım gittiği görülüyor. Dağal hayatı koruma hayatı vakfı verilerine göre ; İstanbul, Ankara, İzmir, Gaziantep, Diyarbakır,Bursa, Mersin;Konya,Adana ve Antalya ‘nın küreselde su riski yüksek kentler listesinde yer alması diğer kentler için bir sinyal niteliği taşıyor. Musluğumuzdan kolayca akan ve kolayca eriştiğimiz suyun kıymetini yeterince bilmiyoruz. Ne zaman ki barajlarda su seviyelerinin azaldığı kamuoyuna yansıdığında suyun azda olsa kıymetini anlıyoruz. Verilere göre son 50 yılda Türkiye’de sulak alanların yarısı, su miktarı ve kalitesi bakımından da sağlıklı yapısını kaybetti. Su kaynaklarının yönetiminde ve kentleşme ,tarım ,gıda,üretim, enerji  gibi alanlarda doğayı göz ardı eden yaklaşımlar hidrolojik müdahaleler ve sürdürülebilir olmayan uygulamalar karşısında susuzluk riskini daha da ciddi ele alınması gerektiği belirtiliyor.
Şanlıurfa’da Atatürk Barajından gelen suyun yapılan arıtma tesisi ile yapılması ile kentte su sorunu yaşanmıyor. Yer altı kaynaklarının bilinçsiz kullanılması sonucu bu alan verimsiz hale getirildi. Atatürk barajında suyun azalması demek şanlıurfa’nın içme suyunun temininde sıkıntı demektir. Bu nedenle suların tasarruflu kullanılması bir kere daha önemi ortaya çıkıyor.