Türkiye nüfusunun önemli bir kısmı borçlu…
Bu borçlar tüketici kredisi, konut kredisi, taşıt kredisi, kredi kartı borcu, en kötüsü de tefecilere olan borçlar…
Okurlarımız bilirler, bu kapsamda 31 Mayıs 2015 tarih ve 'İstikrar Sürsün mü?' başlıklı köşe yazımızda Şanlıurfa Barosunun hazırladığı bir rapora yer vermiştik,o rapora göre 2014 yılı verilerinde Şanlıurfada takibe düşen 300 bin icra dosyası var bunun yanı sıra 36 mahkemede devam eden 100 bin icra dosyası var. Bu demek oluyor ki; 'Şanlıurfada 18 yaşından büyük her üç kişiye bir icra dosyası düşüyor.'
Şanlıurfalılar olarak ekonomik açıdan neden bu kadar kötü bir duruma düştük. Oysa AKP hükümeti yaptığı açıklamalarda, uluslar arası kan emici IMFye borcumuzun bittiği sözlerken öyle bir vurgu yapıyor ki, sanki bütün ülke safahat içinde, bolluk, bereket içinde yaşıyormuş gibi…
Bunun üzerine suç Urfalılarda mı, yoksa AKP hükümetinin yanlış ekonomik politikasında mı? diye bir araştırma yapmaya karar verdim… Açıkça ifade etmeliyim ki; bu araştırmaya başlarken çok zor olacağını tahmin ediyordum. Fakat Başbakanlığa bağlı bir kurum olan 'Hazine Müsteşarlığı'nın resmi internet sitesine (www.hazine.gov.tr) girince, orada her şeyin tüm çıplaklığı ile yazılı olduğunu gördüm ve sizlerle paylaşmak istedim.
Hazine Müsteşarlığının https://www.hazine.gov.tr/tr-TR/Istatistik-Sunum-Sayfasi?mid=120&cid=12 sayfasından aldığım verilere göre;
AKPnin işbaşına geldiği 2002 yılı sonunda 88 milyar 445 milyon ABD doları dış borcumuz varmış…
2014 yıl sonu itibariyle net dış borcumuz 243 milyar 739 milyon ABD dolarına yükselmiştir.
Üstelik hiçbir hükümet döneminde olmadığı kadar özelleştirme AKP hükümeti döneminde gerçekleşmiştir. Türk Telekomdan Sanayiye, Limanlardan SEKAya, Zirai Donatım Kurumundan TEKELe, Madenlerden Sümerbanka, TÜGSAŞ Gübre Fabrikalarından Feribot İşletmelerine, Şeker Fabrikalarından Araç Muayene İstasyonları, Sığara, Puro, Alkol Fabrikalarından Egsoz Muayene İstasyonlarına, TURBAN Otellerinden TÜPRAŞa, Oymapınar Barajından Suma Fabrikalarına varıncaya kadar devlete ait yüzlerce işletme AKP döneminde satılmıştır. Bu satışlardan elde edilen gelirlere rağmen borcumuz katlandıkça katlanmıştır.
Yani siz bakmayın AKPnin IMFye olan borcumuz bitti demesine… Evet belki IMFye olan borcumuz bitmiştir ama dış borcumuzda herhangi bir azalma olmamış bilakis 2002 yılından 2014 yılına gelinceye kadar resmi rakamlara göre dış borcumuz tam tamına 3 (üç) kat artmıştır. Buna göre Türkiyede doğan her çocuk 15 milyar 631 lira borçlu doğuyor.
Çevremizdeki bazı arkadaşlar diyorlar ki; evet dış borcumuz artmış ama AKP yol yapmış, siz konuşursunuz AKP yapar. Doğru biz konuşuruz biz konuşmasak, yazmasak, Türkiyenin ne kadar dış borcu olduğunu vatandaş nasıl öğrenecek? Bu yüzden biz dilimizin döndüğünce anlatacağız, mürekkebimizin yettiğince yazacağız!
Diyorlar ki; 'İstikrar Sürsün, Türkiye Büyüsün' veya 'İstikrar Sürsün, Şanlıurfa Büyüsün' yok arkadaş yok, sizin istikrar dediğiniz şey bizim istikbalimizi yok ediyorsa, bize böyle istikrarın lüzumu yok!
Bırakın bizim kaderimize müdahale etmeyi, yolumuzu tıkamayın, artık bu ülkede bir hükümet değişikliği olacak bunun geri dönüşü yok!
8 Haziran 2015 sabahı Türkiye MHP iktidarı ile uyanacak ve asıl istikrar o zaman gerçekleşecektir.