Sermayenin rengi ve Türk düşmanları

Bilindiği gibi bir dönem İslami sermaye veya yeşil sermaye denilip bazı kurum ve kuruluşlarca belli marketlere girilmesi yasaklanmış ve alış veriş yapılmaması istenmişti. Bu yazı neden icap etti denecektir. Türkiye üzerinde oynanan oyuna alet olan kardeşi kardeşe düşüren emperyalistlerin fiğuranı olmamamız gerektiğini belirtmek istiyorum.

Bilindiği gibi 1977 yıllarında insanlarımızı birbirine düşürdüler. Emperyalistler önce gençleri Mandacı akımlara yöneltip yetiştirdikleri Leninci, Maocu gibi sol örgütleri milli görüş ve ülkücü görüşü benimseyenlere saldırmaları sonucu binlerce insan hayatına neden oldular. Sağ-sol'dan sonra, alevi –sünni oyununu sahneye koydular. Bunda da yüzlerce masum insan hayatını kaybetti.

Daha sonra PKK' nin doğu ve Güneydoğu Anadolu'da terör olaylarına başlatması sahneye konuldu.

Sovyetler birliğinin dağılması ile Türk Cumhuriyetleri bağımsızlığına kavuşmaya başladı. Türkiye'nin hem kültürel hem de ekonomik ilişki içinde girmesi ileride 'Turan' korkusu emperyalistleri korkutmaya başladı. Türkiye'ye rağmen 2-3 milyonluk Ermenistan Azerbeycan'a saldırttılar. Karabağ başta olmak üzere bir çok Azeri topraklarını işgal ettirdiler. 1991'de SSCB'nin dağılması ile bağımsızlığını kazanan Azerbaycan'ın 7 Haziran 1992'de ikinci Cumhurbaşkanı olarak seçilen. Dönemin Cumhurbaşkanı Ebulfez Elçibey'i rusyanın desteklediği suret Hüseyivov adlı hain tarafından devirdiler.

Türkiye'nin Türk cumhuriyetleri ile bağının artması üzerine PKK'nin saldırıları artmaya başladı. Hükümetin çözüm süreci Projesi ile DHKP/C gibi örgütler sahneye çıkmaya ve saldırıları artmaya başladı.Gezi olayları ise yabancı televizyonların canlı verdiği bir ülke olduk.

Bugünkü bazı twitlerde gezi olaylarına destek verdiği iddia edilen bazı Türk firmalarının boykot edilmesi istendiğini gördüm. İşte daha önce yeşil sermaye dediği ve eleştirdiğimiz olayı biz yapıyoruz. Ve kırmızı mı ,mavi mi sermaye diyoruz. Sonuçta olan ülkeye ve ülke insanına oluyor. Emperyalistler gülüyor, biz ise birbirimizi boğazlıyoruz.uyanmanın vakti gelmedi mi ?